NEDEN EĞİTİM?
Bazen hayatımızı güzelleştirmek, iyileştirmek için kullandığımız yöntemler işe yaramayabilir. Bizi istediğimiz sonuçlara ulaştırmayabilir. Bu durumda işe yarayan yöntemleri öğrenmeye ihtiyaç vardır. Zira, daha önce karşılaşmadığımız bir durumda hangi tepkiyi vermemizin iyi olacağını bilemeyebiliriz.
Burada başkasının o konudaki deneyimlerine ihtiyaç duyarız.
O konuda daha önce çaba göstermiş, bedel ödemiş ve istediği sonuçlara ulaşmış birinin deneyimlerine. Onun deneyimlerini kendi hayatımıza transfer ettiğimizde, o kişiden daha az zorlukla hedefe varabiliriz. Çünkü bize nerede neye dikkat etmemiz gerektiğinin bilgisini vermiştir. İnsanın daha önce geçmediği bir yoldan rahatça geçebilmesi için oradan daha önce geçen birinden tarif alması gibi.
Eğitim Nedir?
İnsanın isteklerine ulaşabilmesi için, problemlerini çözebilmesi için bir başkasının deneyimlerini transfer etmesine eğitim diyoruz.
Eğitimin özelliği insanın problem çözme marifetini arttırmasıdır. Hayatın içinde karşılaşacağı olaylara doğru tepkiler verebilmesi, zorlukların üstesinden gelebilmesi, yanlışlarını düzeltebilmesi için öğrenmeye ihtiyacı var. Bu öğrenme süreci hayatı boyunca devam eder zira insanların istekleri, problemleri yaşadıkları sürece ilerler.
O halde eğitimin eğitim olabilmesi için çözüm üretimine destek olması, başarı potansiyelini arttırması, kişiyi güçlendirmesi, hayatının konforunu arttırması gerekir. Bunu sağlamıyorsa, yapılan şey eğitim olmaz
İnsan Nasıl Öğrenir?
Eğitim hayatın içerisinde gerçekleşir. Hayatın dışına çıkarak değil. Çünkü insanlar görerek duyarak ve uygulayarak deneyimlerle, öğrenirler.
Model olmak önemli, insanın modelleyerek öğrenme süreci vardır. Bunun delili henüz okula başlamamış olan çocukların ebeveynlerini modelleyerek davranış sergilemeleridir.
Eğitimin amacı bir insanın hayatında karşılaşacağı problemleri çözebilmesi, hayatını daha mutlu ve başarılı yaşayabilmesi. Bunu sağlamanın yolu, deneyim transferidir. Tüm yönleri tüm halleri ile bilgiyi öğrenmek isteyen kişiye aktarabilmek esastır.
Hayatımıza geçirdiğimiz bir davranışın aslında bize zarar verdiğini, iyi gelmediğini, düzeltilmeye ihtiyaç duyduğunu kabul etmek ağır gelebilir. Bildiğimiz, alıştığımız düzende devam etmeyi tercih edebiliriz. Ancak kişi hayatının genel standartlarını arttırmaya çalışıyorsa birtakım düzenlemeler yapmaya razı olması gerekir. Standart artırımı derken günümüzde anlaşılan şey, daha iyi bir evde oturmak, daha iyi bir arabaya binmek, daha güzel yerlerde tatil yapabilmek gibi somut imkanlar olabilir. Elbette bunlar kişiyi bir süreliğine iyi hissettirebilir. Ancak insanın kendini iyi hissetmeye devam edebilmesi için hep bir üstüne çıkması gerekir. Çünkü bulunduğu hal bir süre sonra normalleşir.
Bu sebeple evimizin büyüklüğünü, arabamızın modelini arttırmaya çalışıyoruz ancak yine de iyi hissiyatımız bir süre sonra kayboluyor ve bir kısır döngünün içinde kapılıp gidiyoruz.
O halde insanın görünen imkanlarını arttırmak, görünen standartlarını yükseltmek iyilik halinin devamı için işe yaramıyor.
İnsanın iyi olabilmesi için içeriden yapılacak düzenlemelere ihtiyaç var. Kişinin kendi kararına bağlı olarak vereceği tepkilerdeki değişiklikler haliyle yaşantısını da değiştirecektir. Çünkü herkes verdiği tepkiye göre karşılık alır. Hayatın her anı bu söylemin ispatlarıyla doludur.
O halde insanın önce içeriden revizyona ihtiyacı var ki hayatını üst versiyonda yaşayabilsin. Karşılaşılan olaylarla ilgili zihinsel değerlendirmeler değişmediğinde bu mümkün olmaz. Zihnin devreye girip, algılanan verilerin değiştirilmesi gerekir. Kişinin gördükleri, duydukları, tattıkları, kokladıkları, bulunduğu ortamlar değişmeli ki bu olabilsin. Çünkü insanlar yakın çevrelerindeki ortamları, olayları, durumları öncelikle algılamaya meyillidir.
Öyle şeyleri görmeli ki insan hayatında bir probleme çözüm üretmeli. Öyle şeyler duymalı ki onun yaşamla ilgili ümidini arttırmalı. Öyle ortamlarda bulunmalı ki iyileşmeli…
Bütün bunların olabilmesi için de eğitim hayatın sadece bir bölümünü değil de tamamını kapsaması gerekir. Tüm hayatı eğitimden ibaret olan insanın ilerlemesi, güçlenmesi kaçınılmazdır. Zira kişi her konuda bir üst versiyona geçebilmenin yöntemlerini algılamaktadır.
Sabah gözünü açıp gece kapatana kadar karşılaşacağı şeylerin onun zihnini berraklaştırması, bilincini açması gerekir. Bunu yapmayan, bilincini kapatacak, düşünmesini engelleyecek durumlara karşı da dayanıklılığını arttırması gerekir. Çünkü gün içerisinde insanın düşüncesini zorlaştıran anlarla karşılaşması kaçınılmazdır.
Toplamda; insanın hayatını doğru yaşayabilmesi için doğru bilgiyi öğrenmeye ihtiyacı var. Öğrendikleri işine yaramalı, hayatını kolaylaştırmalı, çözümsüz zannettiği problemleri azaltmalı. Her alanda bunu yaşayabilmesi için de hayatın her alanında öğrenebilen insan olmak kıymetli. Bilgi için doğru kaynakların peşinde olmak, aramak önemli.
Hayatı kapsayan eğitim diyorum :) ne önemli değil mi insanın bir ömür öğrenmesi ve hedefi olması.
YanıtlaSilHayatın insanı geliştiren, gerçekleri öğreten bir yer olduğunu unuttuk. Eğitimi binaların arasına sıkıştırdık sadece bildiğimizi zannettik. Gerçekten eğitimin ne olduğunun farkındalığını kazandıran bir yazı olmuş.
YanıtlaSil“Öyle şeyleri görmeli ki insan hayatında bir probleme çözüm üretmeli. Öyle şeyler duymalı ki onun yaşamla ilgili ümidini arttırmalı. Öyle ortamlarda bulunmalı ki iyileşmeli…” çok doğur çünkü insan algıladığını aktarıyor. Öyle iyi şeyleri duyalım ve görelim ki dünümüzden daha iyi olalım inşallah:)
YanıtlaSil“Gerçek” eğitimin ne olduğunu anlatan bir yazı olmuş. Oysa insan eğitimin de gerçeğini bilmediğinde bulunduğu süreçte öğrenme problemi de yaşar hale geliyor…
YanıtlaSilOkulda öğrendiğimiz birçok bilgiyi hayatımızda uygulamıyoruz, yani hayatta işime yaramayan kullanmadığım bir sürü şeyi öğreniyorum ve o bir sürü şeyden sınava giriyorum. sınavda çözdüğüm sorulardan hiç mesleğimde faydalanmıyorum. belki de mesleğimi elime aldıktan sonra öğreniyorum.
YanıtlaSil