Kimler Hatırlıyor Hayat Bilgisi Dersini?

Hayat neleri kapsar? 

Hayat, doğumdan ölüme kadar olan tüm süreç değil midir?

Peki, o zaman neden hayat bilgisi eğitimi sadece ilköğretimde veriliyor? İnsan küçük yaşta bu kadar geniş bir alanı anlayabilir mi? 

Acaba ağaç yaş iken eğilir ondan mı? 

Peki, bundan sebepse, neden eğitim hayatı boyunca bu ders verilmiyor? Ve o yaşlarda, hayat eğitimini aldığımız asıl yer aile değil mi? Ebeveynlerin üzerindeki yükü azaltmak için mi küçük yaşlarda bu derse başlanmış? 

Belki de ergenliğe geçişte, öğrenmeye öğretmene bakış açımız, tepkilerimiz değişiyor. Bu sebeple, iyi faydalı insan olabilmek için gerekli kuralların, erdemlerin öğrenilebilmesi için ilkokulda verilir hayat bilgisi. Yaşın küçük, aklın ve kalbin en açık, en temiz olduğu yıllarda..

Bu düşünceler içinde sorular da bitmeyecek gibi.

Şimdi, yola koyulma, tarihin raflarını karıştırma vakti. Ne güzeldir kütüphane, sahaf gezmesi, kitap kokusunun bile ayrıdır yeri. Şimdilerde teknoloji ile o kadar rahata erdik ki, o yolu gitmeye üşenir olduk. 

Kafamda bu sorularla, benim dışımda insanlar ne düşünüyor acaba derken, hazırlanıp çıktım. Geçerken mahallenin eski sakinlerinden Sedat amcanın kırtasiye dükkânına uğradım.  

Hayat üzerine biraz laflayınca; 

‘’ O kadar yıl eğitim aldık, çocukları torunları okuttuk, hayat meşakkatli bir yol kızım. Aslında bilir misin, eskiden bu hayat derslerini evin büyüklerinden alırdık. Koca çınar gibilerdi. Hiç unutmam bir gün babam bana araba sürmeyi öğretiyor. Pek de sabırlı değildi. Marifet de sadece sürmekte değil, sınırını aşmayacaksın, mesafeni de koruyacaksın. Trafikte denk geldikçe de bana gösterirdi. O zamanlar gençlik te var, ben niye başkasına göre sürecekmişim, bana ne derdim. Aradan 2 yıl geçmedi trafikteyim, önümde bir araç direksiyonu sağa mı sola mı kıracak acaba derken, tam ana yola giriyoruz, tak diye bir ses. Kulağımda babamın dedikleri ‘’ mesafeni koru ’’. Onun faturası bana ağır oldu. Allah'tan ufak tefek sıyrıklarla atlattık. 

Ne demişler, bir musibet bin nasihatten iyidir. O günden sonra daha iyi anladım. Öyle arkadaşlarım oldu ki hep bir mesafe koydum. Bir sözü bir sözüne uymuyor mu? Onunla yola çıkılmaz. Bana iyi de, başkasına aynı konuda kötü mü? Diye düşünürüm. Anlayacağın babamdan böyle daha ne çok hayat dersi aldım.’’

Herkesin böyle hikâyeleri vardır. 

Hayat bilgisi eğitimi deyince, ilkokulda gördüğümüz hayat bilgisi dersi vardı. Bu ders nasıl ortaya çıkmış? Çoğu insan çocukları bu dersi alırken bile üzerinde hiç düşünmemiştir, neden böyle bir eğitim var? 

Hayat Bilgisi, bir ders olmanın ötesinde yaşamla ilişkilendirme dersi olmuştur. 

J. F. Herbart, ‘’Hayat Bilgisi neden bütünsel eğitim olarak verilir?’’ sorusuna “Öğrencinin dengesiz ve bencil olmaması bilakis ahlaklı erdemli olması için bir bütünün bütün yönlerine aynı derecede ilgi göstermesi gerektiği cevabı vermiştir. 

Dünya kurulduğundan bu yana binlerce yıl, insanlar yaşadı. Birileri ticaret yaptı, birileri çocuk yetiştirdi, birileri ilişki yaşadı. İnsanoğlunun yaşayabileceği konular, problemler daha önce de yaşandı. Karşılaşılan her problemle birlikte, çözüm becerisi de arttı. Bu deneyimler varken deneme yanılma ile sıfırdan başlamak niye? 

Bu deneyim transferi hayata aktarılabilirse yetişme olur. Bir şeyi bilmek yetmez, hayatın içerisinde uygulanabilir olduğunda faydası görebilir insan. Yaptıkça da uygulamadaki farklılıkları öğrenebilir. 

Eskiler derdi ki, ağaç yaş iken eğilir. O nedenle çocukları yetiştirirken, hayat bilgisi eğitimine ihtiyaç var. Anadolu toprakları medeniyetin merkezidir, böyle bir bilgi birikimi varken değerlendirmek önemli, bunlara sahip çıkmak gerekir.  

İyi vatandaş yetiştirmek için

İyi insan olmanın gerekliliğini anlamak için

Hayatı kolaylaştıracak detayları öğrenmek için

İşin kolayına kaçmanın uzun vadedeki etkileri için 

Bireyin iç dünyasını fark etmesi ve dış dünya ilişkileri için

Günlük yaşamda problemlerin çözümlerini anlamak için

Öğrenilen bilgileri günlük yaşamda en doğru şekilde uygulayabilmek için 

Öğrenmeyi öğrenebilme. Demek ki öğrenmenin de bir stratejisi var. 

Bilgi kaynaklarına ulaşabilme ve kaynakların güvenirliğini anlayabilmek için.

Bilinçli bir tüketici olabilmek için

Doğal afetlerle mücadele etmek için 

Olağan dışı durumlarla baş edebilmek için 

Bilimsel düşünebilmek için

Toplum kültürüne sahip olma ve bilincini taşıyabilmek için

Bunları anlamak ve yaşantımıza koyabilmek için bedelini ödemek gerekir. İnsan ancak bedelini ödedikçe o konuda söz hakkı olabilir.

O nedenle denir ki, sorumluluk kimdeyse yetki ondadır!

İnsan daha konforlu bir yaşam varken neden belirsizlikte kalsın. Bunun için çıktığım yolda size bir kesit sundum. Ola ki aklımızda bir kapı açılsın. Herkes ihtiyacına göre derinleşsin. 

Sağlıcakla kalın. 



Yorumlar

  1. Bizler hayatla eğitimi birbirinden ayırıp eğitim hayatı, iş hayatı vs dedik. Oysa hayatın bütünü bir öğrenme süreci. Eğitim dediğimiz şey aslında deneyip yanılmadan, deneyin transferi yapmaktı. Hatırlattığınız için teşekkürler.

    YanıtlaSil
  2. Evet dedemiz anlatır biz dinlerdik. Ne güzel hikayeler, yaşanmışlıklar anlatırdı. Meğer anlattığı o şeyler hayata dair birer aspirin kıvamındaymış.

    YanıtlaSil
  3. Hayatı anlamlı yaşamak zor. İyiki hayatın yasaları var.

    YanıtlaSil
  4. Hayat zaten kendisi bir bilgi deryasi.insana dusen bu deryadan en guzel sekilde faydalanabilmek.Fakat bunun icin once hayati fark etmek gerek.Bana ne diyor?neyi ,neden yapmami istiyor?yaparsam faydasi zarari ne?..bu sorularin cevanini verebilen bir insan hayatin degerini bilen ve gercekten yasayan insandir..emeginize saglik guzel bir farkindalik olusturmussunuz.

    YanıtlaSil
  5. Hayat bilgisi dersi hakkında daha önce hiç düşünmediğimi farkettim. Hakikaten neden bu kapsamlı ders öğrencilik hayatının tamamında yok?

    YanıtlaSil
  6. Çok güzel bir yazı, kaleminize sağlık 🌸

    YanıtlaSil
  7. Ilkokulda hayat bilgisi dersinden aldığım keyif kadar keyif aldım okurken... hayatın farkında olup neyi neden yaptığımızı bilerek adımlar atmayı nasip etsin Rabbım... kaleminize sağlık...)

    YanıtlaSil
  8. Ne güzel bir hikaye, keşke gençken bu deneyimleri kendimize katacak bilincimiz olsaydı.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder