YA GEÇ KALIRSAK

Herkes farklı bir sabaha uyanır. Kimi ilk kahvesinin kokusunu içine çekip yudumlarken kimi de iş koşuşturmacasına çoktan başlamıştır. Çocuklar okul yolunda, babalar geçim derdinde, anneler kim bilir neyin derdinde. Ama bu sabah başka çok karanlık bir geceden uyandık. Gün ağardı ama nice hayatlar karardı. Bir deprem sabahına uyandık.
 
Kimi kaybettiği eşinin gömleğinin kokusunu içine çekiyor. 
Kimi bir enkazın başında umutla bekleyişte.
Kimi ise olan bitenden habersiz uykudan uyanmakta.
Kimi telaşla yardım için seferber olmuş. Yardım eli uzatmış.
Kimi ise başkalarının yıkıntılarından medet ummakta, haince çalmakta.

Aynı dünyanın içerisinde farklı beklentiler, farklı hayatlar… Farklı kokulara, farklı görüntülere, farklı tatlara gebe. Bugün başka derin bir acı var yüreklerde ve yarın doğacak günden umutlu. 
Söylenmese de gözlerden dile gelenler vardı. Söze dökülenler vardı. Yüreklerden geçenler vardı.

Selim çok geciktim diye düşündü eşinin cenazesine bakarak. Daha senden özür dileyecektim. Seni sevdiğimi söyleyecektim. Daha neler neler yapacaktık. Bazen aynı evde iki yabancı gibiydik. Bazen seni hiç anlamıyordum. Bana “Beni sevdiğini” söylemeni ne çok isterdim ama sen pek söylemezdin. Sevgimi hissetmiyor musun? İlla söylemem mi gerek derdin. Ben bu konuyla ilgili hep çok şikâyetçiydim. Belki de seni öylece kabul etmem gerekirdi. Şimdi anladım senin varlığın yetermiş. Benden gidince anladım. 

Meğer birbirimizi sevmediğimizden değil, birbirimizi anlayamadığımızdanmış. Herkes sevdiğini farklı belli edermiş. Aslında bunu bilmeyen yok. Ama şikâyet etmeyen de nerdeyse yok. Tüm gereksiz tartışmalarımız farklılıklarımızı problem görmektenmiş. Bu üstünlük değil sadece yaradılışımız. Daha önce bilebilseydik belki çok daha mutlu olurduk. Şimdi seni daha iyi anlıyorum ama bizle ilgili bir şeyleri değiştirmede çok geç kaldım maalesef…

İnsan çoğu zaman bir şeylerin değerini kaybedince anlar… 
Eşini, işini, malını, sınavını kaybedince…
Bazen kaybettiğimizi zor da olsa tekrar kazanabiliyoruz.

Ama ya geri kazanamadıklarımız? 
Ya çok geç kaldıklarımız? 
Ama ya geri alamayacağımız sınavımızı geçmek için de çok geç kalırsak…
Kıymetli olan varlığında değerini bilmek… 
Geçici olan hayatta kalp kırmadan gidebilmek.
Meğerse her şey bir varmış bir yokmuş.
Değer verdiklerim bir anda elimden kayıp gidebilirmiş.
Yıllarımı verdiğim bu ev, bu iş, bu evlilik.

Şimdi ne kaldı elimde geriye düşünüyorum.
Nerde hata yaptım?
Bütün bunlar neden benim başıma geldi?
Şimdi buradan nasıl yeniden başlanır?
Rabbime dönmüş dua eder halde buldum kendimi. Başka gidecek bu derdimi çözecek bir kapı yoktu. O kadar yorgun ve karışık duygularla iç içe kafam da deli sorular boğulurken sanki bir el uzandı. Beni o girdabın içinden çekti. Rabbin sana selamını getirdik. Rabbin seni seviyor. Bu nasıl sevgi dedim biraz isyan biraz gözyaşıyla. Cevabımı da kendim buldum ilerleyen süreçte.
İnsan hata yapar elbet… Ama hayat hata da ısrarı kabul etmez … 
İnsan hata yaptığını bilir, bilir elbet ama hatasından dönmek istemez çoğu zaman… 
Bazen hayat zoraki bizi durdurur, düşünmeye ve dönmeye zorlar.
Bazen de kendimiz yanlışı kabul eder döneriz.

İşte insan varsa hata da olacak. Düşe kalka yürümedik mi ki bugün düşünce kalkmak sorun oldu. 
Hata ettik deprem bölgesinde ısrarla yüksek katlı evler yaptık.
Hata ettik bu yapılara ses çıkarmadık.
Hatalıydık bile bile bu evleri aldık.
Hatalıydık diyebilmek gerek ki yarın aynı oyuna düşmeyelim.

Daha ileri gitmeyelim ki pişmanlığın bir anlamı olsun…



 



Yorumlar

  1. Reyhan Menteş19 Mart 2023 09:26

    Kimse kimseden gitmeden bilebilseydik bizde ki değerini. Vakti bitmeyen için geç değil, yaşananlardan ders alalım, deneyim sahibi olalım. Hata tekrarı yapmadan deneyim transferi yapalım inşallah, yüreğinize kaleminize sağlık..

    YanıtlaSil
  2. Kabul etmek için kaybetmeyi beklememek...
    kusurları gören değil örten olabilmek kulluğa yakışan ama örtmeyi de açmayı da egomuzun sevdiği yerde yapıyoruz. Bu beldeye bu kat sayısı çok fazla ama her kat, kazanacağım biraz daha fazla para olunca, teknoloji gelişti diyebiliyoruz ama her şeyi ve herkezi konuşarak düzeltmeye çalışıyoruz. Doğru hareketi yapamadıysam ne gelişen teknoloji ne de güzel konuşmam hayat kurtaramıyor.
    Çok güzel, hatırlatıcı bir yazı.

    YanıtlaSil
  3. Hayata geç kalmadan, ihtiyacı olana ihtiyacını verebilmeyi nasip etsin Allah. Keşkeler olmasın... Yüreğinize ve kaleminize sağlık.

    YanıtlaSil
  4. Kaleminize sağlık umut edicez ve tedbiri elden bırakmayacağız anlık çıkar için hayatlarımızı karartmayalim

    YanıtlaSil

Yorum Gönder