Derin bir nefes çekti içine. Sanki tüm dumanın ciğerlerinin her hücresine dolmasını ister gibiydi. Bir parçası bile boşa gitmesin istiyordu. İlk nefeste anlık bir rahatlama hissetti. Evet... Her şey bunun içindi. Sonrakilerin etkisi giderek hafifledi. Öyle ki birkaç nefes sonrasında hatırlamamaya başladı. Kurulmuş bir saat gibi elindekini ağzına götürüp duruyordu.
Nasıl başlamıştı sigaraya?
Düşündü ve hatırlamaya çalıştı. Daha on dördündeydi. Çoktan başlamış olan Seda’nın içmesini izliyordu. O kadar keyifli ve havalı görünüyordu ki!
Aynı mahallede oturuyorlardı, okuldan beraber dönerlerken, onu gördükten sonra, o da içmeye niyetlenmişti. İçinden “Ben de içsem ne olur ki?’’ demişti ama arkadaşının üstüne sinmiş sigara kokusundan da her defasında hoşlanmazdı. Bir kıza yakışmıyordu ama bundan nasıl bir keyif aldığını da merak ediyordu.
Bir gün merakına yenik düştü.
“Neden içiyorsun onu?’’
‘’Rahatlatıyor.’’
‘’Nasıl yani?’’
‘’Canımı sıkan şeyler olunca yakıyorum bir tane. Beni bunaltan şeyleri bir anlığına unutuyorum. Yalnız bunu içebilmek için, hafta sonları amcamın marketinde çalışıp para kazanıyorum.’’ Derken şaşkın bir şekilde “Nasıl? Sen sigara alabilmek için mi çalışıyorsun?’’ bir anda ağzından çıkıvermişti.
O da gülerek ‘’Yok canım sadece onun için değil.’’
Arkadaşının ne demek istediğini o an anlamamıştı. Hem parasını alan hem de böyle kötü kokan bir şey nasıl rahatlatabilir, nasıl kendini iyi hissettirebilirdi ki?
Bir zaman sonra anladı ne demek istediğini. Bir gün sınıfta çok sevdiği bir arkadaşıyla arası bozulmuş, moralsiz ve canı sıkkın bir halde eve dönerken başladı onun da hikâyesi. O gün okul dönüşünde Seda “Ne oldu neyin var?’’ demişti. Boş bulunmuş “Hiç, kafam çok bozuk.” deyivermişti. Sigarayı uzatıp “Bir nefes çek rahatlarsın’’ dedi. “Yok sağ ol’’ dese de Seda üsteledi. “Amma büyüttün sen de alt tarafı bir nefesçik..İyi gelir diyorum sana.’’ Dayanamamıştı “Peki tamam ama sadece bir kere.’’ Zaten uzun zamandır arkadaşının tekliflerini geri çeviriyordu. Bu kez de hayır demek istememişti.
Hem bir kereden ne olacaktı ki?
Daha aldığı ilk nefeste istemsizce öksürmeye başladı. “Öhööhö! Of, bunu nasıl içiyorsun?’’ Arkadaşı elleri dizlerinde kahkahalarla gülerek “İlk seferi böyle olur ama alışırsın ve sonra bırakmak istemezsin. Devam et, birkaç nefes daha!’’ Birkaç nefes daha almıştı.
Yüzünü ekşitti, öksürdü, midesi bulandı, nefes alamıyormuş gibi hissetti. Ama arkadaşını gülerken görmek, onu güldürmek daha çok hoşuna gitmişti, kendisini komik bulan çok yoktu. Eğlenceli olmayı kim istemezdi ki?
Artık okul dönüşünde Seda sigarasını uzatıyor her defasında gülerek çek hadi bir nefes diyordu. Ardından bir kez daha içmeyi deniyordu, her defasında zorlanıyordu, bir tane daha ve yine kötüydü. O zorlandıkça arkadaşı basıyordu kahkahayı. Israrla her gün içine çekmeye devam etti. Bir noktadan sonra hafif bir uyuşma, gevşeme ve rahatlamanın hoşuna gitmeye başladığını hissetti.
İşte o günden sonra başlamıştı sigara ile öyküsü. Uzun yıllardır dostlukları devam ediyordu. Sigara artık hayatının bir parçası olmuştu. Bırakamıyordu. Artık bırakmak da istemiyordu.
İnsan nasıl da tutunuyordu kendisine zarar veren şeylere.
Ta ki zararı görene kadar…
Aslında birkaç bırakma denemesi olmuştu. Ama her seferinde yeniden başlamıştı. Bu akşam da içeyim paket bitsin, sabahtan itibaren artık içmeyeceğim derken, sabahında hemen onu almaya giderken kendini bulmuştu. Madem olmuyordu. Ee rahatlatıyor da “Atın ölümü arpadan olsun’’ diye düşünmüştü. Üstünden ne kadar zaman geçtiğini bilemiyordu. Bir süredir nefes darlığı başlamış ama çok da önemsememişti. Bir gün nefesi çok daralınca bir doktora görünmüş ve sigara kullanırsa solunum cihazına bağlanacağı ve hayatının kısıtlanacağını öğrenmişti. Kısıtlanmak düşüncesi onu öyle korkutmuştu ki artık bırakmam lazım diye düşünmüş ve sanki bıçak gibi kesmişti. O gün sigarayı bırakmak için hiç tereddüt etmemişti.
Zarar vereni bırakmanın acısı, elinde tutmaya devam ettikçe ileride yaşayacağı acıdan çok daha azdı. Tüm mesele bunu fark edebilmekti. Ne kadar uzun zaman “Bırakmak zor, öyle kolay değil diye’’ diretmişti. Ama doktorun bir sözü her şeyi değiştirmişti.
Meğerse zor olan ikna olmakmış, bırakmak değil! Yeter ki yola çık.
Önemli olan tekrar başlamayacak bir dönüşüme girebilmekti. Nasıl ki bu öykü merakla başlamıştı. Özenmiş, bir seferden ne çıkar ki derken içmeden duramayan hale nasıl gelmiş, adım adım bağımlılığını inşa etmişti. Bir rahatsızlık da bırakmasına yetmiş ve tavsiyeye uymuştu. ‘
“Kendine bir iyilik yap. Yaktığın her sigara seni yakmakta.
Bırak ki sağlığın geri gelsin.”
Vazgeçmek zor mu?
Sana zarar vereni
Seni aldatanı…
Peki, nasıl bu ilişki devam ediyor? Düşünmedik akışına bıraktık.
Vazgeçemediğimiz her yerde bağımlıyız. Ona mahkumuz.
Peki, sigaranın bundan haberi var mı?
Hepimizin bildiği ama görmezden geldiği, acı ama gerçek hatalar…
İnsanın bağımlısı olduğundan neden vazgeçemediğini düşündüren, bir yazı... Emeğinize sağlık
YanıtlaSilBir kereden ne çıkar'ki dediğimiz şeyler
YanıtlaSilYüreginize sağlık çok güzel olmuş
YanıtlaSilEmeğinize sağlık 🌸
YanıtlaSil