Şirin bir sahil kasabasında, kıyıya yakın, büyük zeytin bahçesinin ortasından geçen işlek bir yol vardı. İnsanlar her sabah zeytin ağaçlarının altından geçerdi.
Başlarını kaldırmadan koşturarak işlerine gittikleri için senelerdir o yolu kullananlar yemyeşil ağaçların müthiş görüntüsünün, doğanın mucizelerinin hiç farkında değillerdi.
Ta ki o güne kadar...
Bir sabah oradan geçen genç kadın, küçük bir çığlık atarak etrafındakilerin şaşkın bakışları arasında bir ağaca doğru ilerledi. İki desen iki değil bir desen bir değil, zeytin ağacı ile incir ağacının önünde durdu. İki ağaç tek vücut olmuşlardı. Belliki küçük iki fidanken birbirlerinin dibinde bitmişlerdi. Büyüdükçe birleşmişti vücutları ama dalları kendi mizaçlarında idi.
Bu kadar mucizevi bir ağacı yıllardır oradan geçen insanlar nasıl olmuştu da hiç fark edememişti. Genç kadının dikkati sayesinde algıladığı bu güzel ve enteresan birleşmeyi artık herkes birbirlerine göstermeye başlamıştı.
Bugüne kadar o yolu kullanan kimsenin bu hoş birleşmeyi algılayamamasınane engel olmuştu?
Hayatımızda her an neleri kaçırıyoruz?
Somut ya da soyut neleri atlıyoruz acaba?
Gözümüz mü kapalı olup bitenleri göremeyecek kadar?
Kulağımız mı tıkalı bize anlatılanları duyamayacak kadar?
Tam da önümüzde duran bir ağaç kadar bu dünyanın somutluklarını algılayamazken soyutlukları nasıl algılayabiliriz?
Biz anlamazsak olup bitenleri nasıl yetiştirebiliriz çocuklarımızı veya dünümüzden daha iyi olabilmek için kendimizi?
İnsanoğlu neden bakar görmez? Duyar anlamaz?
Veya hissetmez?
Neydi bu acelesi, kaçırdıkları, farkında olmadıkları?
İnsanın merakı neredeyse konsantrasyonu oradadır der Deneyimsel Öğreti. Konsantrasyonumuz neredeyse algıladıklarımız da öğrendiklerimiz de orada olacaktır. Peki merakımızı doğru yere konumlandırabiliyor muyuz?Yoksa doğru yer sandıklarımızla zihnimizi mi dolduruyoruz. Yaşadığımız her an olup biten ve değişen olaylar, insanlar varken ne kadar farkına varabiliyoruz tüm bu değişikliklerin?
Belki huyumuzdan belki önceliklerimizden belki de hayatı kaçırdığımızdan fark etmeye sıra gelmiyor.
Evet mizacımızda var acelecilik ama zıddı da var eğer yapabilirsek...
İste yapıp da ortaya koyduklarımız algıladıklarımız...
Oluşturduğu sebeplerin sonuçlarını yaşar insan.
Bu hayatta yaratanın ve her yaratılanın bir amacı var.
Peki bizim amacımız ne?
Kâinat her gün mesaj verirken ilişkilendirememek ne kötü...
Her yeni doğan gün bizlere mesaj verirken bir kelebeğin kanat çırpışı ile dünyanın bir yerinde yağan yağmurun bağlantısı varken, iki apayrı ağaç tek olmuşken, bir şeyleri zihnimizde ilişkilendirememek ne kötü.
Gözümüz mü kapalı olup bitenleri göremeyecek kadar?
Kulağımız mı tıkalı bize anlatılanları duyamayacak kadar?
Yoksa kalbimiz mi katılaştı algılayamıyoruz hayatı?
Ve diyor ki...
Keşke bilselerdi...
Neler neler kaçırıyoruz ah bilsek :(
YanıtlaSilKaleminize sağlık😍
YanıtlaSilElinize emeğinize sağlık çok güzel bir anlatım olmuş
YanıtlaSilHayatın koşuşturmasından kaçırdığımız o kadar çok şey var ki, gerçekten anlamlandıramıyoruz çoğu zaman olan biteni..
YanıtlaSilHatırlatıcı, uyarıcı güzel bir yazı, teşekkürler
Keşke bilselerdi... Kaleminize sağlık ✨
YanıtlaSilİnsan hayatta neyi, ne kadar, nasıl algılıyorsa onu, o kadar, o şekilde yaşıyor… O yüzden algıladıklarımız veya algılamadıklarımız algılayamadıklarımız çok önemli. Peki insan merakını nereye koymalı, neyi algılamalı?
YanıtlaSilKeşke bilseydik de anlasaydık... Elinize sağlık farkındalık uyandıran bir paylaşım olmuş. Güzel yazılarınızın devamını dilerim 💐
YanıtlaSilÇok güzel bi anlatım kalplerimiz mi mühürlü yoksa gözlerimiz mi kapalı algılayamamak bundan mı 👏👏👏
YanıtlaSilÇok sade ve güzel bi anlatım emeğinize kaleminize sağlık 👏👏👏
YanıtlaSilYüreğinize ve kaleminize sağlık. İnsanoğlu neyi kaybettiğini bir bilse...
YanıtlaSilİnsan hayatın koşuşturmasına kapıldığı zaman önünde olan olayları bile farkedemez hale geliyor sahi önümüzdeki olayları farkedemezken soyutlukları nasıl farkedebilir hale geliriz çok güzel düşündüren bir yazı olmuş emeği geçen herkese teşekkürler
YanıtlaSilMicazımızda var acelecilik zıttıda var yapabilirsek Allah basiret ımızı artırsın
YanıtlaSilNe kadar güzel anlatılmış bir yazı.Ne kadar HAKLI bir yazı.Ben daha yeni yeni başladım ettafımdaki şeyleri görmeye,duymaya ve hissetmeye…
YanıtlaSilHakikaten insanın gözünün önüne perde inmesi, görememesi, algılayamaması ne acı.
YanıtlaSilGerçekten keşke bilseydik!
Emeğinize sağlık, çok güzel yazı..🌷
Ah keşke görebilsek gerçekleri tüm yönleriyle😔 kaleminize sağlık💐
YanıtlaSilEmeği geçenlerin ellerine sağlık hayatın her an gönderiği mesajları algılayabilenlerden olmak dileğiyle💐
YanıtlaSilKeşke bilselerdi…
YanıtlaSilKeşke bilseydik…
Keşke görebilseydik..
Neyin neyden kaynaklandığını, verdiği mesajı algılayabilseydik..
Farkındalık oluşturabilmek adına faydalı bir yazı olmuş 🌸
👍
YanıtlaSilKeşke bilselerdi..
YanıtlaSilGerçekten algılarımızın açık olması olayı algıladım bitti değil.. Zihninde bir şeyleri ilişkilendirebilmek mesela ben şuan da bu olayı neden algıladım ve bu olaydan ne ders çıkarmam lazım diye irdeleyerek hayatımızı sürdürebilmeyi nasip etsin Rabbim.
YanıtlaSil“Kâinat her gün mesaj verirken ilişkilendirememek ne kötü...”
YanıtlaSilNe kadar üzücü ilişki kuramamak veya kurmayı istememek….
Zaten sınırlı olan algımızı, gündeme kurban ederek daha da kör ve sağırlaşıyoruz. Mesajları görebilmek nasip olsun inşallah.
YanıtlaSilEmeğinize sağlık çok güzel bir yazı olmuş. İnsan düşünmeden edemiyor. Hakikatten neden bu kadar kaçırıyoruz herşeyi?
YanıtlaSilİnsanoğlu neden bakar görmez? Duyar anlamaz? Veya hissetmez?. 🥲
YanıtlaSilÇok güzel bir yazı olmuş emeği geçen herkesin kalemine sağlık.🌹👏🏻👏🏻👏🏻
YanıtlaSilMerak ettiğimiz şeyler hayatımızda kullanmayacağımız şeyler olduğunda aslında zihnimizi gereksiz yere meşgul ediyor sonrası bizim de yeni şeyi öğrenme enerjimiz kalmıyor.🌺
YanıtlaSil