İnsan hayatı rahat yaşamak ister.
Kalbi sıkışmasın, üzülmesin, zorlanmasın ister.
Daha kolayı varsa o yolu tercih etmek ister.
Hem hedefine hemen ulaşmak ister hem de canı hiç yanmasın ister.
Aysel de yıllardır hayalini kurduğu pastaneyi açabilmek için çok hevesliydi. Hem çok taze hem de lezzetli renk renk pastalar yapabilmek, kendi mutfağını dilediğince yönetebilmek için gün sayıyordu. Zaman sanki kaplumbağa hızında geçiyordu. Pastacılık belgesini alabilmek için çok çabalamıştı. Sertifika programının en başarılı öğrencisiydi. Sonunda gerekli yetkiye sahip oldu olmasına fakat iş kurmak için yeterli sermayesi yoktu. Bunun için de şehrin iyi pastanelerinden birinde çalışmaya başlamıştı. Gün gelip de kendi yerini açacağı inancını da hiç kaybetmemişti.
İş hayatı çok keyifli başlamamıştı. Her sabah erkenden tezgâhın başına geçip saatlerce uğraşmasına rağmen şefini bir türlü memnun edemiyordu. Ya kremasını beğenmiyor ya süslemelerini basit buluyor ya da kekinin ne kadar kuru olduğundan bahsediyordu. Öğrencilik aşamasında bu kadar yıprandığını hatırlamıyordu Aysel.
İşverenler neden bu kadar eziyet ediyorlar ki diye sürekli hayıflanıyordu.
Yine bir gün kremasının çöp olmasından sonra “Aklınıza geleni rahat rahat söylerseniz, tabii çalışan bulamazsınız! Bir de şikâyet ediyorlar eleman yok diye. Sırf paraya ihtiyacımdan duruyorum yoksa çoktan çekip gitmiştim ben de!” diye kendi kendine söylenirken garsonlardan biri seslendi.
- Aysel hanım Fatih diye biri sizi görmek istiyor…
- Fatih… Ah lise arkadaşım mı acaba? Hemen geliyorum!
Hakikaten de oydu, lisede aynı sırayı paylaştığı sakin ve çalışkan Fatih. Fatih ortak bir arkadaşlarından tesadüfen öğrenmişti Aysel’in burada çalıştığını ve selam vermek istemişti.
Çok daraldığı, önlüğü fırlatıp atmak istediği bir ana denk gelmesi Aysel için öyle iyi olmuştu ki, onu gördüğüne çok sevinmişti. Arkadaşını bir masaya oturtup çay ikram etti ve sohbete başladılar. Yıllardır görüşmedikleri için konuşulacak çok şey birikmişti.
Fatih inşaat sektöründe iyi bir konumdaydı. O aşamaya gelene kadarki sancılı süreçlerinden bahsetti kısaca. Ama bunları anlatırken şikâyet etmek yerine yüzünde hafif bir tebessüm vardı. “Ee ne de olsa her işin başı biraz zordur. İnsanın bazı şeyler gücüne gider. Bazı şeyler hayal ettiği gibi olmaz. İşin başında bunlar çok normal şeyler. Acemiliği atlatana kadar biraz sabırlı olmak, çok sıkı çalışmak gerek…”Aysel’in dikkatini çeken bu cümle, şu anda yaşadığı sıkıntıları sanki özetler gibiydi.
Arkadaşını uğurladıktan sonra acaba her işin mi başı zor olur diye düşünmeye başladı. Sonra okul hayatını düşündü, her yeni okula geçişte zorlanmamış mıydı? Arkadaşlarına, öğretmenlerine, okula alışmak çok da kolay olmamıştı. Ya o ehliyet sınavı! Aman Allah’ım sınavı geçene kadar ne ter dökmüştü. Sınavla da kalmamış araba kullanmaya alışana kadar iki kilometrelik yolu sanki iki yüz saatte alıyormuş gibi yoruluyordu.
Hakikaten de her yeni sürecin başı biraz sancılı, biraz yorucu geçiyordu. İş hayatının da başı zor olacaktı ve çok emek isteyecekti demek ki. Arzu ettiği başarıya ulaşmasının önünde aslında bir engel yoktu. Sadece sabırlı olmalıydı…
Deneyimsel Öğreti der ki; hiçbir şey çıraklıktan geçmeden ustalığa varamaz. Başı zor olsa da insan çabalamaktan vaz geçmedikçe zaman içinde ustalaşmaya hak kazanır.
Aysel de Fatih’in anlattıklarından yola çıkarak her gün bir önceki günden daha iyi pasta yapabilmek için uğraşmaya, olumsuz eleştirilerde moral bozmak yerine daha fazla çabalamaya karar vermişti. Evet, kremaları istenilen kıvamda olmadığında canı yanıyordu ama artık emindi, bu sadece işin başıydı...
Başı acı olan her şeyin bizim için fayda olduğunu başında her şeyin bizim için zarar olduğunu gerçekten ilk anlatıldığında anlayabilsek keşke
YanıtlaSilTahammül etmek sabretmek değildir .
YanıtlaSilİlmek ilmek emek istiyor sabır ve şükür.
Ne de güzel bir içerik olmuş emeklerinize sağlık☘️
Başı zor olsa da insan çabalamaktan vaz geçmedikçe zaman içinde ustalaşmaya hak kazanır.Hak eden olabilmek dileğiyle... Yüreğinize sağlık...
YanıtlaSilDeneyim transferinin önemi, faydası çok güzel anlatılmış, emeğinize sağlık.
YanıtlaSilHer işin başı biraz zordur. Hep unuttuğumuz ve sonrasında hayıflandığımız bir durum. Emeğinize sağlık ne güzel bir yazı olmuş.
YanıtlaSilDeneyimsel Öğreti der ki; hiçbir şey çıraklıktan geçmeden ustalığa varamaz. Başı zor olsa da insan çabalamaktan vaz geçmedikçe zaman içinde ustalaşmaya hak kazanır.
YanıtlaSilSözün özü harika.Elinize ,emeğinize,kaleminize ,yüreğinize sağlık zümrütü anka.
Çok güzel bir yazı olmuş,, emeklerinize sağlık ..
YanıtlaSilSabır ve istikrar in asamyacagi zorluk yok ,elinize sağlık 💐
YanıtlaSilHer işin başı zorluk, devamı ferahlıktır. Yeter ki doğru kapıdan girenlerden ve yeterli bedeli ödeyebilenlerden olalım.. Emeği geçenlerin ellerine sağlık 🌸
YanıtlaSilBu sadece işin başı… insan bir şeyler başarabilmek için başarısızlık sonrasında da çabalamaya devam edebilmeli…
YanıtlaSilHep başlarda zorlanmaz mıyız gerçekten, o sabra hepimizin ihtiyacı var... Teşekkürler
YanıtlaSilÇok güzel 🌺
YanıtlaSilŞimdi insanlar yorulmadan firmalarını büyütmek , acı yaşamadan meslek sahibi olmak, Kolay yoldan para kazanmak istiyor ama gerçekten zorlanmadan elde edilen çok kısa sürede kaybediliyor. Kaleminize sağlık 🌼
YanıtlaSilGerçekten çıraklıktan geçmeyen hiç birşey ustalığa varmıyor. İş hayatında olduğu gibi, eş olmak, anne olmak gibi sosyal rollerimizdede böyle. Bir çiçeğin yetişmesinde bile böyle. Tohum büyüyerek bir bitkiye dönüşüyor. Ağaçsa ustalığında meyve veriyor. Ne güzel bir anlatım. Ne etkili bir yazı. Kaleminize sağlık. Sabah sabah önemli bir farkındalık oldu. Çok teşekkür ederim.
YanıtlaSilHayatta her şeyin bir çıraklık var yeni işin. Evliliğin çocuk sahibi olmanın çıraklık olmadan ustaligin olmayacağını çok güzel ifade olmuş çok teşekkür ederim
YanıtlaSilgerçekten insan öğrenirken baştaki yaşayacağı acıyı kabul ettiğinde çok rahat etmeye başlıyor.. Kaleminize sağlık ✨️🌷
YanıtlaSilTek sevilesi acı bu olmalı😀
YanıtlaSilİnsan acıyı çektikçe baştaki zorluğu ama sonra rahat olacağını anlamaya başlıyor..
YanıtlaSilVe artık acıyı sever hale geliyor...
Kaleminize sağlık ✨️
Çıraklıktan ustalığa geçişte iki koşul var: Rabbine teslim olmak ve sabredip çabalamak. Teslim olabilen ve çabalayanlara selam olsun!
YanıtlaSilFaydalı birseyin başı acılı olabilir. Ona rağmen devam ettiğimizde işin başındaki acıları bir sohbette keyf alarak anlatarak bulabiliyoruz kendimizi. Teşekkürler emeklerinize sağlık.
YanıtlaSilÇıraklığını yapmadığım bir işin ustalığını yapamazsın. İşe başlarken ilk yaşadığımız o zorluklar bizi yetiştiriyor ustalığa taşıyor. Şikayet etmeden sebep oluşturmaya doğru sebep oluşturmaya devam etmek doğrusu bu. Şikayet edince çözemiyor yürümüyor işler
YanıtlaSilÖyle güzel anlatmışsınız ki acıyı sevesim geldi. Kaleminize sağlık
YanıtlaSilHer işin başı zordur, sabredenlerden oluruz inşallah. Kaleminize sağlık.
YanıtlaSilBaşarılı kişilerin hayatına baktığımızda hakikaten de sabır ve mücadele, zorluklar karşısında hedefinden şaşmadan devamlılık görüyoruz.🌺
YanıtlaSil