NASIL GEÇTİ HABERSİZ O GÜZELİM YILLARIM?

Eve girince birden yükselen “İyi ki doğdun!” sesleri… Burnuna dayanan tek mumlu pasta ve alkışlar… 

Ali Bey’in 60.yaş doğum günüydü. Tabi ki böyle şenlikli geçmeliydi. Pastanın üstündeki “İyi ki varsın Ali Bey!” yazısını okudu. “Ali Bey” diyorlardı ona çünkü memur olarak başladığı iş hayatından yine memur olarak emekli olmuştu. Elbette eşi Gülizar Hanım’ın 40 yıldır böyle seslenmesinin de payı vardı bu durumda.

Hep güzel giyinirdi, nasıl göründüğünü önemserdi. İş yerinde de özel hayatında da sevilen biriydi. Zaten nasıl sevilmesin? Herkesin yardımına koşardı. İnsanların bir derdi, bir ihtiyacı olduğunda çözmek için uğraşırdı. Her meslek grubunda bir tanıdığı mutlaka vardı. Bu yüzden insanlar da ona gelirdi. İletişim kurduğu insanlar kırılmasın, gücenmesin diye büyük uğraşlar verirdi. Nereye çağırılırsa gitmeye çalışırdı. O gitmeyince de yokluğu belli olurdu. Şakalar yapardı, espiriliydi, neşeliydi.


Bir iç sıkıntısı hissediyordu. 60 yılı tüketmişti. Dile kolay, sahi nasıl geçti habersiz bu kadar yıl? 
Memnun muydu 60 yaşındaki Ali Bey’den? 
Bu büyütüp yetiştirdiği kişi uzaktan bir tanıdığı olsa ne düşünürdü bugün onun hakkında? 

Şu anda tam da kendine oradan bakmaya başlamıştı: karşıdan. 
Ali Bey’in şimdiye kadar istikrarlı sürdürebildiği şeyler  evliliği ve işiydi. Bunların dışında heves edip başladığı her şeyi bırakmıştı. 
Gençliğinde aldığı gitar geldi önce aklına. 
Bir ara fotoğraf işine merak salmış, makine almıştı.
 Bir zamanlar kamp işine merak salmış, çadır almıştı. 
Spor yapmalıyım, tenis çok eğlenceli gözüküyor deyip bir sürü tenis şortu almıştı. 
“Toplanalım her hafta, sabah 5’te kalkıp balığa gidelim” demişti arkadaşları. 
Oltası, yağmurluğu, çizmeleri, her şey tamamdı ama Ali Bey sıkılıp onu da bırakmıştı.


Çoğu konu hakkında bilgisi vardı ama sıkılıp bıraktığı için hiçbir konuya hakim değildi. 
Bu durumdan tabii ki şikayetçi olan Gülizar Hanımdı. Ev kullanılmayan bu eşyalarla doluydu. Ali Bey ise her birine bir gün yeniden başlayabilecek olma ihtimalini göz ardı edemiyordu. Ama ne yazık ki geçmişe dönüp baktığında gördüğü birbiri üzerine konulmamış etrafa fırlatılmış taşlardı sanki.

Heves etmek, bir şeyleri merak etmek, güzeldir. Kolaydır da aynı zamanda.
İnsanın bu sonsuz evrende bilmediği o kadar çok şey var ki. 
Merak edecek ilerleyecek kendi gelişimine sebep olacak sonsuz ilimle karşı karşıya... 
Bilinmezlerin arasından seçtiği o şeye duyduğu yoğun ilgi onu harekete geçirir. 
Motorun ilk ateşlendiği yerdir burası. Eğer bastırılmadıysa İçten gelir zaten.

Bazıları içinse zor olan o heveslerine karşı koymaktır. Hep yeni bir şeyin merakını duyarlar. Yeni bir şeye duydukları ilgi kadar hızlı da ya sıkılır ya vazgeçerler. Daha biraz önce başladığı şeyi bırakıverirler. Onlar için zor olan eskide kalıp ona sabır göstermektir. O sabrı gösterip o eşiği aştığında onun için kolaylaşmaya başlar halbuki. Aksi halde geçmişe dönüp baktıklarında hayatlarında bir şeyler inşaa etmiş biri olmak yerine, her yere fırlatılmış tuğla parçaları görürler. 


Yorumlar

  1. Çok tanıdık geldi Ali amca 😀
    Etrafımıza dikkatli baktıgımızda muhakkak benzer davranısları sergileyen yakınlarımız oldugunu görebiliyoruz.İlacının sabır oldugunu öğrenmek keyifliydi tesekkürler

    YanıtlaSil
  2. Heves etmek kolay sabretmek zordur ama yolun sonunda sabrın bize kazandırdıkları eğer doğru şeylere sabredebildiysek bize kazanç sağlar

    YanıtlaSil
  3. Öyle bir geçiyor zaman ki gerçekten, kıymetini bilmeli..
    Emeğinize sağlık 💐

    YanıtlaSil
  4. Çok güzel bir yazı, emeğinize sağlık

    YanıtlaSil
  5. Güzel bir hikaye

    YanıtlaSil
  6. Yıllar geçmeden yapmak istediklerimiz için harekete geçer ve umarım o tuğlalardan bir ev yapabiliriz 🤗

    YanıtlaSil
  7. İnsanın bu sonsuz evrende bilmediği o kadar çok şey varki.Emeğinize sağlık.

    YanıtlaSil
  8. Büyüklerimiz”Karar vermeden iyice düşün, taşın, danış, sor, soruştur kızım”derlerdi hep. Ne doğru bir söz değil mi?

    YanıtlaSil
  9. BİR ömrü nasıl geçirdin diye sorulmaz mı?

    YanıtlaSil
  10. Bu sabah zamanla ilgili düşünüyordum onun üzerine geldi bu yazı. haberli aslında ama biz geçmeyecek zanediyoruz zamanı öykü hepimize tanıdık değil mi?. Teşekkürler çok güzel bir yazı olmuş :)

    YanıtlaSil
  11. Insan... hevesleriyle isteklerini karistiran insan... bir süresi olduğunu bildiği halde kalici gibi davranan insan... verilenle payina düşenle yetinemeyen insan... her heycan, her istek, her arzu geçici oysa... kalan sadece Anlam... Ellerinize sağlik bu hikayede ki gibi yaş almadan insanin kendi Z raporunu almasini ve hayatinin muhasebesini yapabilmesi gerek...

    YanıtlaSil
  12. An da fark edemese de insan ömrünün toplamına baktığında göreceği manzarayı ne de güzel anlatmışşsınız🙏🏼

    YanıtlaSil

Yorum Gönder