“Nasıl da geldim bu noktaya, beş parasız borç harç içindeki yaşantıma? Kim bilebilirdi ki insanın seçimlerinin bu denli maddi manevi kayıplara yol açacağını... Üç ev, bir araba ve bir sürü icra borcu; bu ise sadece maddi kısmı. Bir de kendine güvensizlik, hayata karşı marifetsizlik, ümitsizlik de cabası..." diye dertleniyordu Kaya. Oysa ki üniversite sınavına çalışırken geleceği ile ilgili nasıl da umutluydu. Sınavı kazanabilmek için yoğun bir çalışma sistemi uygularken; aynı zamanda arkadaşları ile görüşmüyordu, en sevdiği oyunu oynamayı bırakmıştı, ailesi çalışmasına destek olabilmek için ev işlerinde ondan yardım beklemiyordu. Tüm bunlar Kaya’nın hayal kurduğu iyi bir hayatın, iyi bir işin, iyi bir kariyerin olabilmesi için ortaya koyduğu çabaları, bedelleriydi. Derken o sabah ekranda Mimar Sinan Üniversitesi Mimarlık Bölümünü kazanmış olduğunu gördü. Havalara uçtu, bu onun hedeflediği üniversite ve bölümdü.
Ve yepyeni bir hayata başladı. Renkli üniversite yılları... Yeni arkadaşlar, yeni ortamlar... Gününü gün ediyordu. Şehir dışı tatilleri, partiler, kamplar, çok eğlenceli bir 4 sene geçirdi. Mezuniyet vakti gelmişti. Şimdi artık iş görüşmeleri, stajlar, kurslar, kendini bir yerlerde yetiştirme geliştirme çabaları başlamıştı. Artık hayatının sorumluluğunu alması gerekiyordu. Ama sorumluluk almanın ne demek olduğunu öğrenmemişti ki. Aynı zamanda hayatta çıraklığını yaşamadığı hiçbir şeyin ustalığına varamayacağını bilmiyordu. Böylece işin hiçbir detayını öğrenmeden patron olmaya karar verdi. Ne vardı ki patron olmakta?
Ailesi de öğrenciliğinde olduğu gibi maddi manevi onu desteklemeye devam ediyordu. İki arkadaşı ile birlikte mimarlık ofisi açtılar. İstedikleri işi kabul ediyorlar, istemedikleri işi bir bahane ile reddediyorlardı. Kabul ettikleri işler de çalışanların maaşına ve giderleri karşılamaya yetmedi. Borçlar birikti ve iflas bayrağını çektiler. İşte burada borçlar ve çalışan maaşları bir ev parasıyla kapatıldı. Zaten bu işi sevmemişti. İnsan emek harcamadığı bir şeyi nasıl sevebilirdi ki?
Sonra yeni bir maceraya atılmaya karar verdi. Nasıl mı karar verdi? “Ortamları çok seviyorum. Arkadaşlarım ile ortak iş yapmayı da çok seviyorum. Ee ben o zaman bir restoran açayım” dedi demesine ama bu işin de nasıl yapılacağını öğrenmesinin gerekli olduğunu düşünmemişti. Geceleri restoran ortamında geç saatlere kadar arkadaşları ile takılıp, ertesi gün öğle vakitleri ancak uyanabiliyordu. Dolayısıyla ne işleyişi, ne de çalışanlarını yeterince denetleyebiliyordu. Derken bu işi de batırdılar. Çok sevdiği arkadaşları ona borçları bırakıp kaçtılar. Yine borçlar Kaya'nın ailesine kalmıştı. Ama bu sefer durum daha ciddiydi. Borçlarla beraber icralık da olmuştu. Eğer ödemez ise hapse girecekti. Ailesi bu sefer de iki ev ve bir araba ile Kaya'yı kurtardılar. Kaya ise hala hayatında nerede yanlış yaptığını göremedi. Ailesinin imkânlarına güvenmesi ve ailesinin ona tavizlerinden dolayı hayatında sorumluluk almayı öğrenemedi ve marifetlenemedi. Oysa ki insan sorumluluk aldığı yerde yetki sahibi olur ve marifetlenir.
Peki Kaya nasıl kendi hayatının patronu olacaktı?
Yorumlar
İnsanoğlu nedense hep daha fazlasını istiyor.. Az’a kanaat getirmek gittikçe yok oluyor.
YanıtlaSilYetki komdeyse sorumluluk onda olmadı yetkisi verip sorumluluk vermeyince insan hem zalim oluyor hemde marifetsiz..
YanıtlaSilM.A.Çakır
YanıtlaSilzamanin insani önce alalim sonra bedel öderim diyerek farkına varmada daha çok borçlaniyorlar oysa ağzindaki lokmayi çığnemeden yütmak mumkun değil elinize sağlik..
Ne kadar açıklayıcı ve yol gösterici bir yazı, yazıda emeği olanlardan ALLAH razı olsun 🌿
YanıtlaSilHer şey alma tarafındayken ne kadar sorunsuz ve tatlı gelir. Senin bir sorunun var deseler hayatta inanmaz. Halbuki ne güzel ifade edilmiş her tüketimin bir faturası var eninde sonunda ödenmesi gereken. 3 ev ve 1 araba işler bu noktaya nasıl gelmişti?
YanıtlaSilNe acı ki; insanoğlu, hayatta çıraklığını yaşamadığı hiçbir şeyin ustalığına varamayacağını bilmiyordu... Oysa ki, bazı anlarda ne kadar zorlukları olsada ne kiymetliydi o çıraklık ahvalleri...
YanıtlaSilNe acı ki; insanoğlu, hayatta çıraklığını yaşamadığı hiçbir şeyin ustalığına varamayacağını bilmiyordu... Oysa ki, bazı anlarda ne kadar zorlukları olsada ne kiymetliydi o çıraklık ahvalleri...
YanıtlaSilHayatımızın Patronu Kim?
YanıtlaSil"Hayatta çıraklığını yasamadığın hiç bır seyin ustası olamazsın."
YanıtlaSilEllerinize saglık🌸
Günümüz gençliğini güzel anlatmış. “ Ne var ki onu yapmakta, bunu yapmakta”
YanıtlaSilHer işin mutfağından başlamak gerekiyor gerçekten çırak olmadan patron olunamıyor. Çok güzel işlenmiş emeğinize sağlık 💐
YanıtlaSilİmkansızlık imkan sahibi yapar…
YanıtlaSilEllerinize sağlık🍃
YanıtlaSilHayatta sorumluluk alıp yetiştirmek yerine çocuklara imkan verip, mutsuzluk bileti alıyor çocuklar…
YanıtlaSilBaşkasının yapması ucunda sorumluluk ta olmadığı için kolay gelebiliyor ama anımızı kurtarıyoruz.Toplamına bir baktığımızda aslında kaybetmiş oluyoruz.😊
YanıtlaSilAhhh hayattt
YanıtlaSilBedelsiz bir hayatı çok güzel anlatanbir yazı olmuş Elinize ,kaleminize sağlık
YanıtlaSilMaalesef günümüzde birçok genç Kaya ile aynı durumda.Aileler çocuklarına iyilik adı altında en büyük kötülüğü yapıyorlar.Emeğinize sağlık teşekkürler 💐
YanıtlaSilİnsan gerçekten bu gibi büyük yanlışlıklar yapabiliyor... Çok güzel ifade etmişsiniz, elinize sağlık... Aileler olarak çocuklarımıza sorumluluk vermediğimiz de başımıza neler gelebilir ozetlemişsiniz..👏
YanıtlaSilİnsan Sorumluluk Aldığı Yerde Yetki Sahibi Olur ve Marifetlenir 👍🏼
YanıtlaSilImkanlarin insanları yetistiremedigi bir dünyada yaşıyoruz. Insan ancak ne yaparsa iyi ya da kötü kendine yapar.
YanıtlaSilBen böyle birini tanıyorum. Halen akıllanmış değil, yanlışlarına devam ediyor. Allah yardımcısı olsun.
YanıtlaSilAileler çok sevmeyi çocuklarının hatalarını örtmeyi yetiştirmek sanıyorlar. Herkesin hayatının başrolü olması gerekir oysa ki.
YanıtlaSilİnsan farkına varamadan çok şey yaşıyor, ne yazık …
YanıtlaSilKaleminize sağlık.
YanıtlaSilÇıraklık yapmadan hemen usta olmaya çalışınca, sonuç hüsran oluyor malesef. Özgüven güzel birşey ama aşırısı doğru ve gerçek kararları görmeyi engeller.
YanıtlaSilDeneyimsel Tasarım Öğretisi ile tanışmadan önce ben de Kaya gibi hayatı deneme yanılma ile yaşıyordum. Tavsiye alabileceğim kimse yoktu çünkü öyle sanıyordum. Oysa bu kadar hata, bu kısa hayat için biraz lüks gibi geliyor.
YanıtlaSilEn acısıda şu.. Halbuki kayanın ailesi onun iyiliğini istemişti...
YanıtlaSilO çırağın yaşadığı olumsuzlukları görmeden, ustalık vermiyor Hayat.. Onun içindir ki O çıraklık emeği olmayan bir işi de çok rahat bırakabiliyor insan.. Çaba ve Mücadele bizi güçlü yapan faktör oysa... Farkındalık oluşturan bu makale için teşekkürler..
YanıtlaSilBaşlangıçlar için güzel stratejiler verilmiş. Farkındalık oluşturan güzel bir yazı teşekkürler
YanıtlaSilSorumluluk vermenin çocuğu ne kadar geliştirebileceğini , marifetlendireceğini bilsek inanın Herşey o kadar değişir ki …
YanıtlaSilÇıraklığını yaşamadığın hiçbir şeyin ustası olunmaz
YanıtlaSil