Böyle Olacağını Bilseydim Üzülmezdim

Hülyaların evinde akşam yemeği sonrasında çay vakti eksik olmazdı. Çayları doldurup, annesinin yanına gitti. 

Hayatında alacağı kararlarda ya da ilişkilerinde yaşadığı çıkmazlarda en güzel danışmanı annesiydi Hülya’nın. Ona strateji danışır, problemlerine birlikte çözüm üretmeye çalışırlardı. Annesinin, yaşadıklarını hem kendisi için hem de insanlara aktarabilmek için deneyime dönüştüren bir kişiliği vardı. 


Son dönemlerde insanların ilişkilerinin geldiği noktadan konuşuyorlardı. İnsanların yaşadıkları problemlerden, erken biten evliliklerden açılmıştı konu… Hülya da annesinin, babasıyla olan ilişkisinden deneyim almak, ders çıkarmak istiyordu. 

Annesi Nuray Hanım elindeki çay bardağını sehpaya bıraktı. Şöyle bir iç geçirdi, uzaklara daldı…

‘’Çok genç hayata atıldık, genç yaşta anne-baba olduk. Küçük yaşta büyük sorumluluklar alan eşime çok üzülürdüm eskiden… Ta ki altmış yaşıma gelene kadar. Onun bunca yüklerden, sorumluluklardan dolayı yıprandığını arkadaşlarıma anlatırdım. Hep derdim ki içimden ‘Çok erken evlenmemeli insan.’ Ne kadar da doğru bildiğim yanlışlardanmış… Sonra etrafıma baktım. Çevremdeki insanların yaşadıklarını, sebepleriyle algılamaya çalıştım. İnsanların somut ya da soyut ustalaşamadan hayatlarını kaybettiklerini gördüm. Hem maddi hem manevi anlamda yokluk içinde ölen insanları gördüm.’’

Hülya, annesinin derin cümlelerini tam anlayamamıştı. ‘’Anneciğim, tam olarak ne demek istiyorsun? Biraz daha açar mısın?’’ dedi…

‘’Hayat bazı dönemlerde bizi sıkar gibi olup, biz doğru davranınca sonrasında da ferahlık verdi. Sonucu bizi üzmeyen, baskılar yaşadık. Zorlandık ama hiç düşmedik. Sehpanın oluşmasında bile ahşaplara yapılan uygulamaya işkence diyorlarmış biliyor musun Hülya? Ortaya güzel bir sehpa çıkabilmesi için, ahşapların acı yaşaması gerekiyormuş.’’

Ne güzel anlatıyordu annesi. Söylediklerini not almaya başlasa, ders anlatılan bir sınıfa dönerdi o salon…

Baskı, İnsana Soyutta Bağışıklık Kazandırır                                                                                                                      
‘’İnsan baskı olmadan güçlenemiyor, bağışıklık kazanamıyor hayatında. Baskılara karşı güçlendiğinde, tahammül edebildiğinde, sabredebildiğinde, derinleştiğinde o bereketi, huzuru, güzelliği anlıyorsun. Artık güçlüsün çünkü. Hem kendine hem başkalarına faydan oluyor. Maddi manevi… Hayatında ustalaşamayan insan hem kendine yanlış yapıyor hem de kimseye faydası olmuyor. Şimdi kimseye yük olmadan yaşayabilmemizin sebebi, zamanında verdiğimiz gayretler, ödediğimiz bedellermiş…’’                                                                                                                                                          İnsan elinde bir sihirli değnek ile birlikte her şey kendiliğinden olsun ister. Çok çalışmasın ama parası olsun, sorumluluk almadan iyi bir ailesi olsun, birileri onu hep sevsin… Her zaman daha az bedel ödeyerek daha çok kazanmak ister insanoğlu ama yanılır… 

‘’İnsan bedel ödediğinde hayata karşı güçlenir.’’ der Deneyimsel Öğreti. 

Burnun sızlaya sızlaya, istemediğin ama seni dününden iyi yapacak doğru seçimler yaptığında güçlenmeye başlıyorsun. İnsanı gerçek mutluluğa kavuşturan şeymiş aslında bedel…






Yorumlar

  1. Insanı istedigi şeyleri değilde, burnu sızlayarak yaptıkları geliştiriyor.
    Güzel bir deneyim transferi olmuş.

    YanıtlaSil
  2. Kaleminize sağlık. Çok güzel ifade edilmiş... İnsAllah doğru yere öderiz bedenlerimizi🌺

    YanıtlaSil
  3. Emeklerinize sağlık. Çok güzel ifade edilmiş

    YanıtlaSil
  4. insaALLAH doğru seçim yapabilen, baskıya dayanıklı olabilmek duasıyla 🤲 Fayda veren bir yazı olmuş emeğinize sağlık 🌿

    YanıtlaSil
  5. Kimseye yük olmadan yük alabilmek kişiyi dününden iyi yapıyorsa gerçek yük yüklenmişsindir...
    Yüreğimiz bereketlensin.

    YanıtlaSil
  6. İnsan az veya çok baskı, zorluk gördüğünde dayanamayacağını, işin içinden çıkamayacağını zanneder. Aslında yaşadığı sıkıntının kendisine şifa olduğunu, onu yıkmak için gelmediğini, güçlendirmek için geldiğini anlayabilseydi belki tepkileri de farklı olurdu. Hayatımızdaki bedelin önemini tekrar hatırlattığınız için teşekkürler... Emeklerinize sağlık

    YanıtlaSil
  7. Gerçekten herşey bedelden geçiyor ne güzel anlatmışsınız

    YanıtlaSil
  8. Bedelin ne kadar önemli olduğunu bize bir kez daha farkettirdiniz.Teşekkürler…

    YanıtlaSil
  9. Yüreğinize sağlık 🌸

    YanıtlaSil
  10. Hayatta yasadıgımız zorlanmalar bizim pişmemiz yetismemiz icinmis meger.Biz bize eziyet ediliyor diye gormusuz.Fotografa yanlış taraftan bakmışız.Drama cevirmisiz cogu yasadiklarimizi...

    YanıtlaSil
  11. Herkes bu yaşanmışlıklardan kendine pay çıkarmalı

    YanıtlaSil
  12. Hiç yabancı gelmedi bana elinize sağlık

    YanıtlaSil
  13. Çok güzel yazmışsınız ben Hülya’nın annesi Nuray 😘🌹

    YanıtlaSil
  14. Hayatta her canlı bedel ödemeliymiş anlaşılan. Kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
  15. Düşününce ne kadar adil bir sistem öyle değil mi? Benim için faydalı olanı hak edip, kendine katabilmem için benden bir şey çıkmalı ki denge olsun hayatımda.

    YanıtlaSil
  16. Bedel ne güzel şey , insana ne kadar faydası var tabi bunu algılayabilene …

    YanıtlaSil
  17. Emeğinize yüreğinize sağlık 💐

    YanıtlaSil
  18. Emeksiz rahmet olmaz , olursa değerini kıymetini bilmezsin uçar gider. Arkasından ah’lar of’lar fayda vermez. Gülü seveceksen dikenine katlanacaksın’ hayatın dümdüz tek yol olmadığını anlayasın. Hülya’ nın annesinin dediği çok yoruldu çok yıprandı ama o gayretinin arkasından evi için aldığı bir perdede bir baş örtüdünde aldığı haz ve sevgiyi yaşayanlar bilir.

    YanıtlaSil
  19. Gerçek bir deneyim transferi… Ellerinize sağlık…

    YanıtlaSil
  20. Yazan hocamın emeğine sağlık yalın anlatımıyla konunun özünü çok güzel vermiş, faydalanmak ümidiyle. 🩷

    YanıtlaSil
  21. Kaleminize sağlık ne güzel bir farkındalık insan bedel ödediğinde güçlenir 🌹

    YanıtlaSil
  22. Baskı insana soyutta bağıiıklık kazandırır... 🤍

    YanıtlaSil
  23. Şimdi ise “Aman çocuğum yorulmasın”diyoruz. Hiç düşünmüyoruz ki biz yorularak böyle bir başarıya ulaşmadık mı?😊

    YanıtlaSil
  24. İnsan ilk başta, canı sıkıla sıkıla yapar yapması gerektiğini.. O sıkılırken, hayatta bizi sıkılaştırıyor.. Aynı bir kasın güçlü olabilmesi için yaptığı mücadele gibi.. Sonrada O yaptığı neyse sever.. Bir bakar ki o zayıf kas güçlenmiş.. Baskın ne kadar ? sana ne kadar dayanıklı olduğunu söyleyelim...

    YanıtlaSil
  25. “”Hayatında ustalaşamayan insan hem kendine yanlış yapıyor hem de kimseye faydası olmuyor.“ özelikle bu kısım beni çok etkiledi… Hakikaten hayatımızda nerelerde ustayız yada değiliz sonuçları nasıl?

    YanıtlaSil
  26. Bedel insanın gerçek bir şifası ama insana zor geldiği için alması gereken faydayı alamıyor.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder