Geçmişten Geleceğe Kurban

Derin bir isteğin başlattığı öykü…

Yıllarca aradığına kavuşunca, kendi ellerinle sahibine teslim etme öyküsü… 

Evet! Kurban, bir teslim olma öyküsü… 

Sımsıkı sarıldığını bırakabilenlerin

Emanete sahip çıkıp, sahibi olmayanların

Sahnede kaybolmayanların öyküsü, kurban… 

Peygambere evladı ile soruldu. Kimisine malı ile kimisine vakti ile kimisine sabrı ile… 

Herkesin geçtiği o geçit, kurban… 

RAB bin, kulunun teslimiyetini görmek istediği ve şeytanın son ana kadar seninle mücadele ettiği o an…

Samimiyetin delili olmadan, öykü seni bırakmıyor. 

Şeytan kaybetmen için tüm oyunları kuruyor. 

Peki, sen neyi kurban edeceksin öyküde? 

Neyi feda edeceksin? 

“İstiyorum… Hem de çok istiyorum… “

Çok isteyenlerin değil, doğru bedeli ödeyip, en sevdiğinden vazgeçebilenlerin kazandığı bir öykü bu… 

Kaybetmeden, kazanılmayan

Önce vazgeçip sonra ulaşılan bir öykü… 

RAB binin bir stili var

Diyor ki, önce kurbanını seç. 

O, en sevdiklerine öyle yaptırmıştı.

En güvendiğini bile sınamıştı. Kulunu kendisine şahit tutmuştu. 

Teslimiyetini görene değin beklemişti, sonra ona hiç ummadığı bir kolaylık vermişti. 

Omzunda ona ağır gelen o yükü, kolay olanla değiştirmişti.


Kurban; ruhun derinliklerine dokunan bir teslimiyet hikâyesidir.

Bu hikâye, insanın RABbine olan bağlılığını ve güvenini sınar. Kur’an’da İbrahim Peygamber’in oğlu İsmail’i kurban etme sınavı, bizlere teslimiyetin, fedakârlığın ve ALLAH’a olan mutlak güvenin en büyük örneğidir. Bu olay, "Bıçak kesmedi, koç indirildi," diyerek hatırlanır ve ALLAH’ın rahmetiyle doludur.

İbrahim Peygamber, yıllarca beklediği evladını kurban etmek üzereyken, ALLAH onun sadakatini ve teslimiyetini görünce, bu büyük sınavı kolaylıkla sonlandırdı. Bu olay; bize en sevdiğimiz şeylerden vazgeçebilmenin, ALLAH’a olan inancımızın ve güvenimizin bir göstergesi olduğunu öğretir. Bu dünyada sahip olduğumuz her şey, aslında bize birer emanettir. RABbimizin emaneti olduğunu bildiğimiz halde, zanlarımızla o şeylere sahip olduğumuzu düşünür ve sıkı sıkı bağlanırız. Oysaki vazgeçebilmeliyiz ve özgürleşebilmeliyiz. 

Günümüze uyarlayacak olursak, büyük başarılar elde etmek isteyen bir kişi, en değerli zamanını ve enerjisini, ulaşmak istediği hedefine adar. Ancak bu süreçte ailesine ve sevdiklerine yeterince vakit ayıramaz. Gerçek başarı, iş hayatındaki başarıdan, kariyerden, zenginlikten daha da ötedir. Bu dengeyi kurabilmek ve zamanını doğru şekilde yönetebilmektir. Çünkü gerçek anlamda kurban, sadece bir şeylerden vazgeçmek değil, bu vazgeçişin ardından gelen huzuru ve dengeyi bulabilmektir.

Mesela bir öğrenci, hayallerine ulaşmak için uzun saatler boyunca çalışır, sosyal hayatından ve eğlencelerinden vazgeçer. Bu fedakârlık, onun gelecekteki başarısının temelini oluşturur. Ancak önemli olan, bu süreçte sabırlı ve azimli olmaktır. Çünkü burada kurban, hayallerine ulaşma yolunda gösterilen sürekli çaba ve ödenen bedellerdir.

Bir ebeveyn, çocuğunun mutluluğu ve geleceği için kendi isteklerinden vazgeçer. Gece uykusuz kalır, maddi ve manevi zorluklara göğüs gerer. Bu, teslimiyetin en saf halidir. Çünkü ebeveynlik, belli bir süre sevgi ve fedakârlık üzerine kurulu bir yolculuktur. Çocuğun geleceği, ebeveynin ödediği bedellerin meyvesidir.

Sonuç olarak kurban; somutta zorlayıcı ve acı verici bir başlangıç olsa da sonunda büyük kazançların ve iç huzurun kapısını aralar. Gerçek teslimiyet ve özgürleşme en değerli varlıklarımızdan vazgeçebilmekte yatar. Hayatımızın her alanında karşılaştığımız bu kavram, bize sabrı, fedakârlığı ve dengeyi öğretir. Tıpkı İbrahim Peygamber’in hikâyesinde olduğu gibi en büyük kazançlarımız, büyük fedakârlık olarak gördüklerimizden sonra gelir.

Hayatın içinde yol alırken, her birimizin kendine sorması gereken soru şudur: "Ben neyi kurban edebilirim?" Bu soruya vereceğimiz cevap, bizi gerçek huzura, başarıya ve özgürleşmeye götürecektir. 

Çünkü en sonunda, kurban etmenin gerçek anlamı, sahip olduklarımızın değerini bilmek ve onları gerektiğinde bırakabilme, teslim edebilme cesaretini gösterebilmektir. 

ALLAH’ın bizden istediği teslimiyet ve samimiyetle, omuzlarımızdaki ağır yükler bile kolaylığa dönüşecektir.

Vazgeçişlerimizin, kurban olması dileğiyle…




Yorumlar

  1. Kurbanın ne olduğunu öyle güzel açıklamış ki yüreğinize sağlık

    YanıtlaSil
  2. Kurban Kurtulmak...
    Uğuruna Uğurluyarak...
    Rahiyalar Rahmetten...
    Birlemek Bizden mi?
    ALLAH'a ait olanı...
    Nuruyla Nurlanmak mı!

    YanıtlaSil
  3. Bir şeylerden vazgeçmenin yani kurban etmenin aslında düşündüğümüz kadar zor olmadığını ne güzel anlatmışsınız. Elinize sağlık🌸

    YanıtlaSil
  4. Kurbanını verdikten sonra gerçek huzuru yaşayanlara ne mutlu mesele bu

    YanıtlaSil
  5. "Ben neyi kurban edebilirim?" sorusu, tedirgin ediyorsa insanı, o zaman tedirgin olmalıyız.

    YanıtlaSil
  6. Anne aslan yavrusunu sürüden kovuyor
    Ondan vazgeçiyor
    Yavrusu aç kalabilir ölebilir
    Riske atıp bunu yapıyor

    Neden peki?
    Çünkü; en sevdiğinden vazgeçmeden daha ileriye taşıma hakkı da verilmiyor
    Yasası bu anahtarı bu

    Bunu kabul etmedikçe kazanç hakkı da verilmiyor…🌺

    YanıtlaSil

Yorum Gönder