Dünyanın dört bir yanındaki birçok kız çocukları, umut ve hayallerle büyüyorlar. Bazıları ise, yaşadıkları zorluklar sebebiyle daha erken büyümek zorunda kalıyorlar. Onların da var elbette umutları ve hayalleri… Ancak onlara odaklanmaya pek imkânları olmayabiliyor. Şu bir gerçek ki; kız çocukları, hayatın neşesi ve geleceğin ışığıdır. Ancak bazıları için dünya, bu kadar parlak değildir. Yıllardır savaş ve soykırımın merkezi haline gelmiş olan, Filistin’deki kızlarımız…
O coğrafyada yaşayanların bir kader çizgisi haline gelmiş gibi…Mekânın kutsal olması bir yana, her an işgal haline açık olmalarının zorluğu bir yana… Filistin’de doğan her çocuk, neşe yerine korkuyla uyanıyor. Gökyüzüne baktıklarında; kuşlar ya da bulutlar görmek yerine, duman ve savaşın izlerini görüyorlar. Kuş cıvıltılarını, çocukların oyun seslerini duymak yerine bomba seslerini duyuyorlar ama her çocuk gibi, onların da umutları var. İşte böyle bir kızın, Ayşe’nin hikâyesi…
Ayşe sekiz yaşında, büyük gözleriyle dünyaya merakla bakan bir kız çocuğuydu. Filistin’in dar sokaklarında, oyuncakları olmadan da mutlu olmayı öğrenmişti. Küçük kardeşine taşlardan oyuncaklar yapar, evlerinin yıkık duvarlarının arasında saklambaç oynardı. Geceleri ise, gökyüzündeki yıldızlara bakar: "Bir gün, ben de buradan çıkıp dünyayı göreceğim." derdi. Onun hayali, büyük şehirlerde, rengârenk elbiselerle ve elinde balonlar eşliğinde dans etmekti.
Ama Filistin'de çocuk olmak, sürekli bir mücadeleydi. Her geçen gün artan patlamalar, yıkımlar ve acılarla dolu bir hayat içindeydiler… Ayşe, büyüklerin savaşının ortasında, çocuk kalmanın ne demek olduğunu unutmamaya çalışıyordu. Okuluna giderken bile tehlikelerle karşı karşıya kalıyordu, ama yine de gülümsemeyi başarabiliyordu. O çocuk yüreğine, birçok duyguyu sığdırmaya çalışıyordu. Çoğu zaman, bazı sahneleri unutmak için gözlerini kapatarak kendince kaçmayı deniyordu.
Bir sabah, Ayşe ve annesi birlikte pazara gitmek için hazırlandı. Annesinin ellerini sımsıkı tutarak yürüyordu. "Anne…" dedi. "Büyüdüğümde diğer kız çocukları gibi olmak istiyorum. Ben de kitaplar okuyacağım, okula gideceğim. Dünya çok güzel, değil mi?"
Biz evlerimizin kızlarımızın saçının teline kıyamazken onları savaşın ortasında düşünmek insanın canını çok acıtıyor... Ancak o imkansızlıkta nasıl da mutlular. Biz ise bol bol imkanlarımızın içinde tstminsiz ve mutsuz..
YanıtlaSil"Var bir beklenen gün, var bir hayalimiz..." inşALLAH.. Elinize sağlık.
YanıtlaSilRab'bim bolluk içindeyken şükrü anlayan, kıtlık içindeyken sabrı anlayanlardan eylesin bizleri 🤲🌸
YanıtlaSilVar bir hayalimiz…
YanıtlaSil
YanıtlaSil“Var bir beklenen gün, var bir hayalimiz…”
Az kelime ama çok şey anlatıyor❤️
Video da çok anlamlıydı🙏🏼 “ İnsana bir süre verilir, o ise başı boş bırakıldığını sanır” Her süreçte günümüzü anlatıyor
YanıtlaSil