Azra’nın hastanedeki iş günü yine çok gergin devam ediyordu. Bir doktorun günü genelde pek sakin geçmez ancak Azra hala bu tempoya alışamıyordu. Bazen nefesi daralıyor, hayatının hızından yorulduğunu hissediyordu. “Tamam ya! Bugün de geçecek, sık dişini.” diyordu içinden ama sabrı kalmamış, hastanede herkesi azarlıyor, hastalara bile parlıyordu.
Asistanı Tarık’ın ona baktığını görünce dayanamadı:
-Ne bakıyorsun bana öyle Tarık? Sen de germe beni! Kapıyı çalıp hemen içeri giriyorlar. Her gün aynı şey. Haksız mıyım?
-Gerçeği mi söyleyeyim, duymak istediğin şeyi mi?
-Neymiş o gerçek Tarık Bey?
-Gergin, sabırsız ve şefkatten yoksun davranışlar sergiliyorsun. Kişisel sorunların işine yansıyor gibi görünüyor.
Azra çok şaşırmıştı, duymayı beklediği cümle bu değildi. Tarık’a bir cevap vermedi, aksine düşüncelere daldı. ‘’Haklı mıydı Tarık? Zor bir mesleğim var sabırlı olmam gerekiyor. Problemli hastalar geliyor, bende durduk yerde gerilmiyorum sonuçta.’’ diye içinden geçirdi. Biraz yalnız kalmak istedi, muayenehaneden çıkarken de:
-Tarık diğer hastalara sen bakar mısın? Benim hava almaya ihtiyacım var.
O gün hastaneden izin alıp, uzun uzun yürüdü. Diğer doktor arkadaşlarını düşündü, kendi davranışlarını, onların davranışıyla kıyasladı. Arkadaşlarının problem çıkaran hastalarla karşılaştığı zaman nasıl bir davranış sergilediklerini düşündü. Kendisinin nerede sabırsız olduğunu, nereye kadar tahammül edebildiğini anlamaya çalıştı. Karşısına çıkan hastaların ya da hasta yakınlarının kendisine karşı davranışlarının nasıl olduğunu hatırlamaya başladı.
“Benim tepkiselleştiğim bir olaya karşılık başka bir arkadaşım daha sakin tepki verebiliyor. Gerçekten Tarık’ın söylediği gibi burada sorun benim davranışlarım mı? Ben böyle tepkisel bir değildim ki. Beni karşılaştığım olaylar böyle öfkeli, kızgın biri haline getirdi. Karşılaştığım olayları ve insanları seçemem ki. Nasıl tepki vereceğimi, nasıl bir tarzda davranacağımı seçebilirim ama.” diye düşündü. Bunu kabul etmek öyle zordu ki. Oysa başkalarına parmak sallamak, onları suçlamak çok kolaydı. Aslında olayın bu yönünü düşünmek bile Azra’ya acı veriyordu.
Olaylar nötrdür, onları anlamlandıran bizim olaylara verdiğimiz tepkilerdir…
‘’Sahi ben kendimi ne kadar tanıyorum? Ben kimim? Çevremdeki insanlar neden benden uzaklaşıyor? Nasıl bu hale geldim? Gerçekten mutlu muyum?’’ diye kendi kendine sorular sormaya başladı. Gerçekten problemlerini çözmek istiyordu artık. Sadece doğru sorulara ve doğru cevaplara ihtiyacı vardı Azra’nın…
Tarık’ın söylediklerini hatırladı. ‘’Nasıl bu kadar net konuşabiliyor? Üstelik söyledikleri de gerçekten doğru. Bu içimi acıtıyor olsa da ona haksızsın bile diyemedim. Kendimi savunamadım bile.’’ Tarık’ın sözleri onun olaylara bambaşka bir açıdan bakmasına neden olmuştu. Ertesi gün hastanedeki kahve molasında Tarık’a, onun objektif görüşüne ihtiyacı olduğunu söyledi. Tarık duymak istediğine emin misin der gibi Azra’ya baktı.
-Gerçekten ne düşünüyorsun bilmek istiyorum Tarık.
-İki taş düşün Azra birbirine çarpınca kıvılcım çıkarır. Sen sertleştikçe başına gelen olaylar, karşına çıkan insanlarla kurduğun iletişim sert oluyor. Daha esnek olmaya, uyumlanmaya ihtiyacın var, yoksa bu ömrü kendine eziyet haline getirirsin. Hayat zor olduğu kadar güzel aynı zamanda… Kızarak, kırarak, üzerek ve üzülerek mutlu olmak mümkün değil. Olaylar ve insanlar nötr Azra, biz onlara anlam yükleriz. Biz bir şeyle karşılaşırız ve ona bir tepki veririz. Hayatta bizim tepkilerimize karşı bir tepki verir. Yani kızgın tepki verirsek onun karşılığını alırız. Şefkatli bir tepki verirsek onun karşısını alırız. Hepimiz mutlu bir yaşam inşa etmek isteriz. Her insanın önce kendini tanımaya ihtiyacı var. Ancak bu şekilde mutlu bir yaşamın temelini atabiliriz.
Hayat bizim ne düşündüğümüze değil, verdiğimiz tepkilere bakar.
Azra Tarık’ı dinlerken meselenin gerçekten kendisi olduğunu anladı. Gülümseyerek Tarık’a bakarken, bu kez Tarık ona şaşkınlıkla baktı ne oldu der gibi.
-Tarık çok teşekkür ederim. Gözlerimin üzerindeki bir perde açıldı sanki. Peki söyle o zaman, kendi sorunlarımı nasıl çözebilirim? Bunun da yolunu bildiğine eminim.
-Önce kendini tanıyacaksın Azra. Bir seminerden bahsedeceğim sana. Kendini gerçekten tanımak istiyorsan, iyi olduğun özelliklerini ve geliştirmen gereken özelliklerini anlamak istiyorsan kesinlikle başlamalısın. Sonrasında da çevrendeki insanlar ya da karşılaştığın olaylardaki insanları analiz edebilirsin. Böylelikle iletişimin, ilişkilerin de daha kaliteli olmaya başlayacaktır. ‘Kim kimdir? İnsan Tanıma Sanatı Semineri’ bunun ilk adımı…
-Kim kimdir semineri mi? Güzel bir yolculuk olacak desene…
İnsan kendine bir yolculuğa çıkmayı göze alabildiğinde engeller artık gelişmesi için var. Kendini tanıdıkça ne neden ortaya seriliyor. Kim kimdir? Kim neye dönüşecek?
YanıtlaSilbende katıldım seminere hem faydalı hem çok eğlenceli
YanıtlaSilDoğru sorulara doğru cevaplara götüren gerçekten insanı kendine tanıtan kim kimdir gerçeğin giriş kapısı çok kıymetli herkese ulaşması dileğiyle
YanıtlaSilKeşke Azra gibi, hatalı olduğumuzda dürüstçe kabul edebilsek.
YanıtlaSilİnsanın verdiği tepkilerin kendi doğuştan getirdiği özellikleri ve başka insanlardan kendine kattıklarının toplamı olduğunu bilmek insanın zihnini rahatlatıyor. O güne kadar sorun bende mi karşımdakinde mi sorularına ve birçok soruya cevap bulunan bir eğitim... Umarım herkes bu farkındalığı yasayabilir...
YanıtlaSilİnsanı gerçekten tanıyınca ilişkiler dengeye girebiliyor…
YanıtlaSilDüşündürücü ve faydalı bilgiler. Emeğinize sağlık 💐
YanıtlaSilMaalesef çoğumuzun eksiğe kendimizi yeterince tanımıyoruz çok güzel bir yazı emeğinize sağlık 🌺
YanıtlaSilNe kadar da içimizden biri Azra değil mi? Ama onun diğerlerinden bir farkı var… kabullenişi… yanlışta diretmeyişi…
YanıtlaSilİnsanın dostu da düşmanı da aynı kişi. Hiç değişmedi, değişmeyecek de. Aynadaki kişi.
YanıtlaSilKafamda onlarca şeyle boğuşurkan, bu yazının karşıma çıkması.... Çölde susuz kalana bir bardak su ikram etmek gibiydi. Diyecek bir şey bulamıyorum ALLAH razı olsun 🌻
YanıtlaSil“Hayat bizim ne düşündüğümüze değil, verdiğimiz tepkilere bakar.”
YanıtlaSilÇoğu zaman bu sözü hatırlayıp buna uygun davranabilsek hayatımızın büyük bir çoğunu toparlarız herhalde…
Fark edebilmek ne güzel bazen hatalarımızı fark etmeden geçiyor zaman. Teşekkürler
YanıtlaSilNe kıymetli insanın kendini gerçekten tanıması ve sonrasında buna göre yol alması 🙏🏼
YanıtlaSil"Sen sertleştikçe hayat da sertleşir. Oysa insana hayatta esnek olmak ve uyumlanmak kazandırır" .. Ne güzel anlatılmış, emeğinize sağlık.
YanıtlaSil