İnsanoğlu, yeryüzünde her şeyi başarabilecek gücü olduğundan aynı zamanda çok da sınırları olandır. O sınırlar kendisinin ne kadar muhtaç bir varlık olduğunun da işaretidir. Öyleyse insanoğlu hep kendinden üstün ve gerçek olana muhtaçtır. Dolayısıyla kendi kendine yetebilecek bir varlık değildir.
Peki, işler değiştiğinde ve bazı dengeler yerinden oynadığında, birileri gücüyle kendi isteklerini başka bir topluluğa dikte etmeye başladığında o zaman durum nasıl olur?
Alınması gereken tavır, verilmesi gereken bir tepki çıkar ortaya; çıkmalıdır da. Nedir o tepki? Zalimlere verilen tüm desteklere karşı net bir duruştur. Sunduğu reklamlara, sattığı ürünlere, sağladığı imkanların hepsine karşı soylu bir sırt dönüş olmalı. İşte gerçeğin yanında olanların muhtaç olmadığı tek yer. Bu bir istisna olma hareketidir. Mazlumdan yana olan hiç kimse zalimin küçük bir çıra parçasına bile muhtaç değildir.
“İstiyorum ama ona rağmen almıyorum.” Bu davranış stili; boykot olabilir. “Ben onunla ilgilenmiyorum bile, ihtiyacım yok.” Bu ise asıl girilmesi gereken bir haldir. Çünkü bu hal, insanı istisna kıldığı gibi gerçek muhtaç olduğuna da yakınlaştırır.
Her insanın içinde onu diğerlerinden ayıran farklı ve özel kılan, çok iyi yapabildiği bir şeyleri vardır. Hiç ummadığı ve basit görünen bir ışık huzmesi, nice karanlıkta kalmış yerlerini aydınlatmaya vesile olabilir. Yeter ki basiti küçümsemesin ve aramaya devam etsin… Çünkü ancak böyle dış dünyaya akseden etkili bir hareket başlamış olur.
İbrahim’in istisna olmasına vesile olan elindeki balta,
İsmail’in istisna olmasına vesile olan netliği,
Yusuf’un istisna olmasına vesile olan içinde müjde taşıyan kuyu,
Eyüp’ün istisna olmasına vesile olan vücudundaki yaralarıydı.
Nuh, herkesin alay ettiği odun parçalarıyla koca bir gemi inşa etmişti…
Hacer, sonuçlardan kurtulmuş; vazgeçmeden, elinden gelenin en iyisini yapmaya odaklanmıştı... Akılların açıklayamadığı bir gerçekliğin simgesi olmayı haketti...Teslimiyeti ve ümidi dünyaya öğretendi...
Gerçekten yana olanlar için her şey, onu istisna kılmaya hazır birer varlığa dönüşebilir.
Hal böyleyken insanoğlu, gerçekle beraber olduğunda kendi vesilesini bulur ve onunla mücadelesini verir, en güzelini üretebilir. Gerçeği ürettikçe, sahtenin yani gerçeğin karşısında olanın; tıpkı tuzun suda erimesi gibi eriyişini; gerçeğin mutlaka üstün gelişini ispat eder hayat...Hayat mutlaka gerçeğin üstünlüğünü açığa çıkarır, çünkü hayatın bir yasası olan zaman, gerçekten yanadır...
Çok zor zamanların eşiğindeyiz ve insanların çoğu hüsran içinde... Gerçek ile sahteyi, doğru ile yanlışı ayıramadığımız bir karmaşanın içinde... Peki neden insan ayıramasın faydalı ile zararlı olanı? Hatta neden zararlı olduğunu bildiği halde onu tercih etsin ki? Eğer ihtiyaç kavramımız Eğer İnsanı asıl hüsrana uğratan şey ise yanlış olan ve aslında muhtaç olmadığı bir şeye muhtaç olduğunu düşünmesi... Oysa farklı seçenekleri var, farkına varamayan insanın... Hal böyle olunca kendimizi muhtaç olduğumuzu zannettiklerimize tutsak ederiz ve tüm sermayemizi orada harcarız.
Oysa bir daha düşünsek, en basitinden başlayarak, o ihtiyacımız olduğunu düşündüğümüz ne kadar gerçek ve gerçeğimiz? Gerçekten, alternatifi yok mu? Gerçekten olmazsa olmuyor mu? İşte insanın bilinciyle asıl muhtaçlıklarını tanımlaması ve onlar için harekete geçmesi, hayatındaki sahteleri azaltmasını sağlar. Insanın isteklerini ve ihtiyaçlarını bilip, yönetebilmesi ise sahip olabileceği en büyük meziyet.
Ancak muhtaçlığımızı doğru yere konumlandırıp, oradan gayrısına karşı ihtiyaç hissetmeyenler bir istisnadır.
Mutlaka hepimizi istisna kılan bir şeyler vardır.
Peki, sen seni istisna yapan o vesileni bulabildin mi?
Kaleminize sağlık çok iyi bir yazı
YanıtlaSilİnşALLAH farkedenlerden olmuşuzdur...
YanıtlaSilİnsan gerçekten yana ve gerçeğe teslim olup uyguladıkça istisna olur vesilesini bulur kaleminize sağlık
YanıtlaSilHarika bir yazı Allah razı olsun
YanıtlaSilİsteğim mi, ihtiyacım mı gerçekten?🤔
YanıtlaSilEmeğinize sağlık 💐
Çok düşündürücü bir yazı olmuş. Teşekkürler.
YanıtlaSilÇok güzel… Ellerinize sağlık:)
YanıtlaSilHarikasınız 🍀
YanıtlaSilElinize emeğinize sağlık çok güzel bir anlatım olmuş
YanıtlaSilGerçekten yana olanlar için her şey, onu istisna kılmaya hazır birer varlığa dönüşebilir.
YanıtlaSilGözlerim dolu dolu okudum…
Ağzınıza, yüreğinize sağlık…
Tekrar tekrar okunası bir yazı… Bizde ömrünü “Ancak muhtaçlığımızı doğru yere konumlandırıp, oradan gayrısına karşı ihtiyaç hissetmeyenler bir istisnadır.” Böyle geçirenlerden oluruz inşaALLAH… Videoda çok etkileyici emeği geçenlerin emeklerini RABbim kabul etsin 🌿
YanıtlaSil