Yağmurun toprağı dövdüğü gri bir sabahtı. Filistin’in dar sokaklarında, yıkılmış evlerin, darmadağın olmuş hayatların arasında bir kız çocuğu çaresiz ve sessizce yürüyordu. On yaşındaki Leyla, beyaz fistanını ve elindeki küçük bir defteri sıkı sıkıya tutuyordu. Gözleri boş bakar bir halde, adımları ise kararsızdı.
Elindeki defteri, kardeşi Muhammed’in birkaç gün önce yıkıntılar altında kaybolduğu evden bulmuştu. O ev, bir zamanlar ailesiyle yaşadığı anılarla, kahkahalarla doluydu. Orası insanın kendini en güvende hissettiği, huzurla yaşadığı, sığındığı limanıydı. Şimdi ise Leyla’nın hatıralarını, hayallerini ve ailesinin parçalanmış hayatını saklıyordu. Defterin sayfalarına, annesinin ona anlattığı masalları yazıyordu ama son zamanlarda masallar yerini ağıtlara, acı hikayelere, gözyaşlarına bırakmıştı.
Leyla'nın zihninde, dedesinden dinlediği bir hikâye dolaşıyordu:
Yahudi Soykırımı
Dedesine göre, insanlar o karanlık günlerde büyük acılar yaşamış, aileler dağılmış, çocuklar yetim kalmıştı. Dünya bu trajediden sonuç değerlendirmesi çıkarmıştır diye düşündü, "Bir daha böyle bir zulüm olmaz, olmamalı!" diye haykırmıştı ama şimdi Leyla’nın dünyasında, o kelimeler yalnızca boş bir yankıydı.
Duyduğumuz zaman bile inanması çok zor yaşanmışlıklardı. Oysa zihnimizin kavrayamadığı o soykırımlar şu an çok daha fazlasıyla yaşanıyordu. Gözümüzün önünde kocaman bir sahne kurulmuş. Her insan kendi sahnesinde şahit olduğu gerçeklerle sınanır bu hayatta… Ya o sınava doğru tepki verenlerden olur ya da yanlış tepki verenlerden. İşte o sebepler kendi hak ettiği sonuca ulaştırır insanı…
Sonra gökyüzü bir kez daha karardı. Savaş uçaklarının sesi duyuldu. Leyla koşacak bir yer aradı ama nereye gidebilirdi ki? Toprağın bile sığınacak bir köşesi kalmamıştı. Annesinin sesi kulaklarında yankılandı:
“Sabret Leyla... Bir gün barış gelecek, bir gün tüm bunlar bitecek.”
Ama Leyla artık sabretmekten yorulmuştu. Dizlerinin üzerine çöktü, başını eğdi ve elindeki deftere bir şeyler yazmaya başladı. Sayfanın köşesine şu sözleri karaladı:
“Dedem bana Yahudi Soykırımı'nı anlattığında, insanların bu acıdan deneyim çıkardığını sandım ama şimdi görüyorum ki, o acıyı yaşayanlar başkalarına aynı acıyı yaşatabiliyor. İnsanlar zulmü normalleştirmiş. Galiba bu dünyada hep zalimler olacak.”
Patlama sesi, Leyla’nın hayallerini bir kez daha yarıda bıraktı. Küçük beden toz bulutunun içinde kayboldu ama o defter... O masal defteri, bir yardım görevlisinin ellerine ulaştı.
Yıllar sonra Filistinli Leyla’nın defteri bir sergide sergilendi. Yanına, Yahudi Soykırımı'nı anlatan bir başka defter kondu. İnsanlar yan yana duran bu iki eseri görüp iç çekti. Bazıları sessizce ağladı, bazıları gözlerini kaçırdı ama tarih bir kez daha sustu.
Dünya şimdi Ocak ayında Yahudi Soykırımı'nın acı derslerini düşünürken, bir de Filistinli Leyla’nın defteri, o derslerin unutulduğunu fısıldıyordu. Ve dünya, "Bir daha böyle bir zulüm olmaz!" sözünü Filistin’de yeniden sorguluyordu.
"Her insan kendi sahnesinde şahit olduğu gerçeklerle sınanır bu hayatta…"
YanıtlaSilÇok etkileyici güzel bir yazı, emeğinize sağlık
YanıtlaSilMaalesef dünya insanlık sınavında sınıfta kaldı😥
...
YanıtlaSil"Her insan kendi sahnesinde şahit olduğu gerçeklerle sınanır bu hayatta… Ya o sınava doğru tepki verenlerden olur ya da yanlış tepki verenlerden." Çok anlamlı bir cümle... Zulmü görüp, duyup haberim yoktu diyecek hal kalmadı artık. Adaletli ve asaletli olmak adına zalimin ürünlerini almamak gerek, en azından safımız belli olsun... Bu gerçekle sınanacağımızı düşünerek...
YanıtlaSilNe güzel bir yazı… ama acı ama geeçek ama ağır bir yazı kendimden bir kez daha utandım cünkü yeterli değilim elimden geleni yeterince yapmıyorum hepimiz gibi ….
YanıtlaSilAllah'ın izniyle tüm dünya gerçeği görecek. Onların bir hesabı varsa Allah'ın da bir hesabı var...
YanıtlaSilZalimler için yaşasın cehennem!!!!
YanıtlaSilEvet ne yazık ki dünya soykırımı bir şey yapmadan izliyor. çok acı...
YanıtlaSilVe insan
YanıtlaSilsahnesinde şahit
olduklarıyla sınanır bu hayatta
Kaleminize sağlık
İbretlik bir öykü. Ders almayanlarla tekrarlanan bir tarih...
YanıtlaSilSahnenin hangi tarafında yer alacaktı? Ne ayırt edici bir soruydu, insan bilebilseydi... "Her tepkisinin bir sonraki süreci dizayn edeceğini... "
YanıtlaSilHer ne yaşanırsa yaşansın herkes Allah'ın hükmüne hizmet eder. Yaşanılanlara verilen tepkiler yapılan davranışlar ve seçimlerle insanlar sadece kendi hakediş ve sonlarını oluşturur. Keşke insan bunu anlayabilseydi..
YanıtlaSilOlaylara, insanlara, yaşadıklarımıza doğru tepki verebilmek gerçekten çok kıymetli.. Emeğinize sağlık 💐
YanıtlaSilHayata doğru tepki verebilenlerden oluruz inşALLAH 🤲🥰
YanıtlaSilTarihin uyandığı günler de nasip olacak inşaallah..kaleminize sağlık🌸
YanıtlaSilLeylalar üzülmesin annesiz babasız kalmasın insanın insana zülmü bitsin…
YanıtlaSilYa o sınava doğru tepki verenlerden olur ya da yanlış tepki verenlerden. İnşAllah o sınava doğru tepki verenlerden oluruz.
YanıtlaSilUtanç duyduğumuz günlerden geçiyoruz… Rabbim bu süreçte doğru tepkiler ortaya koyabilmeyi nasip etsin bize
YanıtlaSilUtanç içinde olduğumuz günlerden geçiyoruz. Rabbim bu süreçte doğru tepkiyi ortaya koyabilmeyi nasip etsin…
YanıtlaSilZulüm yapan ile zulüm gören hiç değişmedi... Allah zulüm görenlere sabır, zulüm yapanları da kahru perişan eylesin inşAllah. Zihninize, kaleminize sağlık... Güzel bir yazı...
YanıtlaSil